

Dr. Tedo
- Huzur Mahallesi 1127. Sokak 6/3 Çankaya/ANKARA , Ankara, Çankaya
- info@tedolog.com — 0850 840 13 79
Ben Dr. Tedo, insan sağlığını önceliklendiren, etik değerlere bağlı ve güncel tıbbi gelişmeleri yakından takip eden bir hekimim. Tıp eğitimimi Hacettepe’de tamamladıktan sonra, Psikiyatri alanında uzmanlaştım. Mesleki yolculuğum boyunca hem klinik alanda hem de akademik çalışmalarda aktif olarak yer aldım.
Hedefim; hastalarıma sadece tedavi değil, aynı zamanda sağlıklarını koruyacak bilgi ve alışkanlıklar kazandırmak. Her bireyin ihtiyaçlarının farklı olduğuna inanıyor, tedavi sürecini kişiye özel planlıyorum.
Güvenilir iletişim, bilimsel yaklaşım ve hasta memnuniyeti, mesleki anlayışımın temel taşlarını oluşturur. Sağlık yolculuğunuzda size eşlik etmekten mutluluk duyarım.
(Bu profil kurgu bir karakter olup, yalnızca örnek teşkil etmesi için oluşturulmuştur. Gerçeklikle bir alakası yoktur.)
Tedo Hastanesi’nde başhekim olarak görev yaptım. Bu süreçte hem sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmaya hem de hasta ve çalışan memnuniyetini sağlamaya odaklandım. Yönetim deneyimimle, ekip çalışması ve etkili sağlık organizasyonu konularında aktif rol üstlendim.
Tedo Hastanesi’nde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yaptım. Hem cerrahi alandaki klinik deneyimimle hem de yönetsel sorumluluklarımla sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmayı hedefledim. Ekip çalışmasına, hasta güvenliğine ve etik ilkelere daima öncelik verdim.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Tıp eğitimi sürecinde edindiğim bilgi ve deneyimle, insan sağlığına katkı sunmayı amaçlıyorum. Bilimsel merakım ve sürekli öğrenme isteğimle mesleğimi en iyi şekilde icra etmeye çalışıyorum.
Omurganızda gizli bir “S” mi var? Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle karakterize edilen ve çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkan bir kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Genellikle “S” ya da “C” harfi şeklinde bir eğrilik oluşturur ve ilerleyici olabilir. Bu durum hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara yol açabileceği için erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri büyük önem….
Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri Hepatit, karaciğer dokusunun iltihaplanmasıyla ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır. En yaygın türleri viral kaynaklıdır: Hepatit A, B ve C. Bu hastalıklar yıllarca belirti vermeden ilerleyebilir ve siroz ya da karaciğer kanseri gibi ölümcül komplikasyonlara yol açabilir. Hepatit Nasıl Bulaşır? (Bulaş Yolları) Hepatit virüslerinin bulaşma yolları….
Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler Aşılar, çocukları ciddi ve potansiyel olarak ölümcül hastalıklardan korumak için en etkili yöntemlerden biridir. Ancak, aşılarla ilgili toplumda birçok yanlış inanış ve mit bulunmaktadır. Bu makalede, Türkiye’de çocuklar için zorunlu aşıları, aşılarla ilgili yaygın mitleri ve bu mitlerin ardındaki gerçekleri ele alacağız. Türkiye’de Çocuklar İçin Zorunlu Aşılar Türkiye Cumhuriyeti Sağlık….
Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit Visseral obezite, karaciğer, böbrekler, pankreas ve bağırsaklar gibi iç organların çevresinde yağ birikmesidir. Deri altı yağ dokusundan farklı olarak, visseral yağ karın boşluğundaki organları sarar ve işlevlerini bozar, ciddi hastalık riskini artırır. Vücut kitle indeksi normal olan bireylerde bile tehlikeli visseral yağ fazlalığı olabilir. Visseral Yağ….
Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), dünya genelinde ve Türkiye’de önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Özellikle erkeklerde daha yüksek oranlarda görülmektedir. 2017 yılı itibarıyla dünya genelinde 126,5 milyon kişinin kalp hastalığı ile yaşadığı tahmin edilmekte olup, bu sayının 68,5 milyonu erkeklerden oluşmaktadır. Türkiye’de Durum Türkiye’de, 15 yaş ve üzeri erkeklerde koroner kalp hastalığı sıklığı….
Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım Pankreatit, pankreasın iltihaplanmasıyla karakterize edilen ve akut veya kronik formda görülebilen ciddi bir sağlık sorunudur. Erken belirtilerin tanınması ve zamanında tıbbi yardım alınması, tedavinin başarısı açısından kritiktir. Pankreatit Belirtileri Üst karın bölgesinde şiddetli ağrı: Genellikle aniden başlayan ve sırta doğru yayılan ağrı. Bulantı ve kusma: Sıkça görülen ve rahatlama….
Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri Giriş Kene ısırıkları; viral (Kırım-Kongo Kanamalı Ateş), bakteriyel (Lyme borreliosis, anaplazmoz, ehrlichiosis) ve protozoal (babesiosis, theileriosis) hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar Türkiye’de özellikle kırsal alanlarda önemli halk sağlığı sorunları yaratmaktadır Tick-Borne Diseases in Turkey Temel Kene Kaynaklı Hastalıklar ve Patogenez….
Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar Son yıllarda robotik cerrahi teknolojileri tıpta devrim yaratmaya başladı. Uzayda gerçekleştirilen ilk deneylerden Çin’deki 5G destekli operasyonlara kadar birçok örnek, bu teknolojilerin potansiyelini gözler önüne seriyor. İşte bugüne kadar yapılan önemli deneyler: spaceMIRA: Yerçekimsiz Ortamda Cerrahi 2024 yılının Şubat ayında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda….
Giyilebilir cihazlar hangi parametreleri ölçüyor ve neden? Son yıllarda kadın sağlığında giyilebilir tıbbi cihazların (wearables) kullanımı artış göstermektedir. Bu cihazlar, sağlık durumunun izlenmesi ve kişiselleştirilmiş takip açısından yeni fırsatlar sunsa da, pratikteki yararları ve sınırları üzerine tıbbi çevrelerde halen tartışmalar sürmektedir. Cilt ve vücut sıcaklığı Neden önemli: Ovülasyon ve adet döngüsü takibi, iltihap belirtileri….
GIRIŞ: KARBONHiDRATLARA KARŞI AÇILMIŞ BİR SAVAŞ MI? “2020’lerde hepimiz bir nebze kîto idik. Kimimiz avokadoyla, kimimiz kaygıyla.” Ketojenik diyet (kısaca keto), sadece bir beslenme modeli değil, yeni bir dönemin sembolü haline geldi: bilimsel görünümlü, karbonhidrat karşıtı, cesur. Temel fikir basit ama iddialı: Vücudu ketozise sokmak için karbonhidratları neredeyse tamamen kesmek ve enerji için yağ yakmak…..
Omurganızda gizli bir “S” mi var?
Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle karakterize edilen ve çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkan bir kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Genellikle “S” ya da “C” harfi şeklinde bir eğrilik oluşturur ve ilerleyici olabilir. Bu durum hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara yol açabileceği için erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri büyük önem taşır. Özellikle yüzme gibi sporların, skolyozun ilerlemesini yavaşlatıcı ve semptomları hafifletici etkileri bilimsel çalışmalarla da desteklenmektedir.
Skolyoz Nedir?
Skolyoz, omurganın normal anatomik yapısından saparak sağa veya sola eğrilmesi durumudur. Çoğunlukla idiyopatik (sebebi bilinmeyen) olsa da, doğumsal (konjenital), nöromüsküler (kas hastalıklarına bağlı) veya dejeneratif nedenlere bağlı olarak da gelişebilir. İdiyopatik skolyoz en yaygın türüdür ve genellikle 10-15 yaş arasında, büyümenin en hızlı olduğu dönemde ortaya çıkar.
Skolyoz genellikle ağrısızdır; bu nedenle hastalığın başlangıç döneminde fark edilmesi zordur. Ancak zamanla omuz asimetrisi, kalça dengesizliği, belde ya da sırtta çıkıntı, kamburluk ve ileri vakalarda nefes darlığı gibi belirtiler gelişebilir.
Erken Tanının Önemi
Skolyozun tedavisinde erken tanı, hastalığın seyrini belirleyen en kritik faktörlerden biridir. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda omurga eğriliği hızla ilerleyebilir. Bu nedenle skolyozun erken dönemde fark edilmesi, eğriliğin ilerlemesini önlemede ve daha az invaziv yöntemlerle tedavi edilmesinde hayati rol oynar.
Erken tanı sayesinde:
Eğriliğin ilerlemesi durdurulabilir veya yavaşlatılabilir.
Egzersiz ve korselerle cerrahiye gerek kalmadan kontrol sağlanabilir.
Postüral bozukluklara ve psikolojik etkilere karşı önlem alınabilir.
Cerrahi gerektiren ciddi deformitelerin önüne geçilebilir.
Okullarda yapılan tarama programları ve ebeveynlerin farkındalığı, skolyozun erken tanısında önemli bir yer tutar. Omuz yüksekliğinde, kalça seviyesinde ya da kürek kemiklerinde asimetri fark eden ailelerin, vakit kaybetmeden bir ortopedi veya fizik tedavi uzmanına başvurmaları gerekmektedir.
Tedavi Yöntemleri
Skolyozun tedavisi, eğriliğin derecesine, hastanın yaşına, büyüme potansiyeline ve genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Başlıca tedavi seçenekleri:
Sporun ve Yüzmenin Skolyoza Faydaları
Spor, skolyoz tedavisinde tamamlayıcı bir rol oynar. Özellikle yüzme, hem simetrik bir spor olması hem de omurgayı zorlamadan tüm vücut kaslarını çalıştırması nedeniyle skolyozlu bireyler için önerilen en ideal egzersizlerden biridir.
Yüzmenin skolyoza olan faydaları:
Kas dengesini geliştirir: Omurga etrafındaki kasları simetrik şekilde güçlendirir. Bu, omurgayı destekleyen kas yapısının dengeli gelişmesine katkı sağlar.
Omurga basıncını azaltır: Su içerisindeki kaldırma kuvveti vücut ağırlığını azalttığı için omurga üzerindeki basınç da azalır.
Duruş bozukluklarını düzeltir: Yüzme, doğru nefes alma teknikleri ve düzgün vücut pozisyonu gerektirdiği için postürün düzelmesine yardımcı olur.
Sırt ve bel kaslarını güçlendirir: Özellikle sırtüstü ve serbest stil yüzme, sırt ve bel kaslarını etkin şekilde çalıştırır.
Ağrıyı azaltır: Düzenli yüzme egzersizleri, kas spazmlarını azaltır, vücut esnekliğini artırır ve böylece skolyoza bağlı gelişebilecek ağrıların önüne geçebilir.
Yüzmenin dışında pilates, yoga, yürüyüş ve denge egzersizleri de skolyoz hastaları için faydalı olabilir. Ancak her spor dalı her skolyozlu birey için uygun değildir. Örneğin; ağır yük kaldırma, tek taraflı kas kullanımını teşvik eden sporlar (tenis, okçuluk, halter) skolyozun ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle egzersiz planı mutlaka uzman denetiminde oluşturulmalıdır.
Psikolojik ve Sosyal Boyutu
Skolyoz sadece fiziksel değil, psikolojik yönleriyle de ele alınması gereken bir hastalıktır. Özellikle ergenlik çağında vücut görünümünde meydana gelen değişiklikler, özgüven kaybına, sosyal çekingenliğe ve depresyona yol açabilir. Bu nedenle skolyoz tedavisinde fiziksel iyileşmenin yanında psikolojik destek de ihmal edilmemelidir. Spor aktiviteleri, hem fiziksel sağlığı geliştirmek hem de bireyin özgüvenini artırmak açısından son derece faydalıdır.
Sonuç
Skolyoz, erken tanı konduğunda ve doğru yaklaşımlarla yönetildiğinde kontrol altına alınabilir.Ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığı, okul taramalarının etkinliği ve düzenli kontroller skolyozla mücadelede kritik öneme sahiptir. Tedavi sürecinde yüzme gibi simetrik sporların rolü yadsınamaz. Hem kas dengesini sağlar, hem duruşu düzeltir hem de bireyin yaşam kalitesini artırır. Skolyozla mücadelede temel prensip; erken tanı, doğru tedavi ve düzenli egzersizle yaşamın her alanında dengeyi sağlamaktır.
………
Kuru T, Yeldan İ, Dereli EE, Özdinçler AR, Dikici F, Çolak İ. The efficacy of three-dimensional Schroth exercises in adolescent idiopathic scoliosis: a randomized controlled clinical trial. Clinical Rehabilitation. 2016;30(2):181–190.
World Health Organization (WHO). Spinal disorders.
https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/spinal-disorders
American Association of Neurological Surgeons (AANS). Scoliosis Overview.
T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. Okul Çağı Çocuklarında Skolyoz Tarama Rehberi. 2023.
Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri
Hepatit, karaciğer dokusunun iltihaplanmasıyla ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır. En yaygın türleri viral kaynaklıdır: Hepatit A, B ve C. Bu hastalıklar yıllarca belirti vermeden ilerleyebilir ve siroz ya da karaciğer kanseri gibi ölümcül komplikasyonlara yol açabilir.
Hepatit Nasıl Bulaşır? (Bulaş Yolları)
Hepatit virüslerinin bulaşma yolları türüne göre değişiklik gösterir:
Hepatit A:
Hepatit B ve C:
Hepatitin Erken Belirtileri Nelerdir?
Birçok kişi hastalığı taşıdığını uzun süre fark etmez. Ancak bazı erken belirtiler şu şekilde olabilir:
Bu belirtiler sizde varsa, özellikle riskli gruplardaysanız, kan testi ile tarama yaptırmanız önerilir.
Tanı Yöntemleri
Güncel ve Etkili Tedavi Yöntemleri
Hepatit A:
Genellikle kendiliğinden iyileşir. Tedavi, semptomları hafifletmeye yöneliktir. En etkili önlem aşılamadır.
Hepatit B:
Hepatit C:
Günümüzde en etkili ve kısa süreli tedavilerden biridir:
Hepatitten Korunma Yolları
Kimler Risk Altında?
Sonuç
Hepatit erken teşhis edilip doğru şekilde tedavi edildiğinde yönetilebilir bir hastalıktır. Ancak ihmal edildiğinde hayatı tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabilir. Erken tarama, aşı ve hijyen, bu sessiz tehditle mücadelede en etkili savunma hatlarıdır.
Şüphelendiğinizde ertelemeyin, hemen bir uzmana danışın. Tedolog.com üzerinden bulunduğunuz şehirde hepatit konusunda uzman doktorlara ulaşabilirsiniz.
Kaynaklar:
World Health Organization – Hepatitis
Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler
Aşılar, çocukları ciddi ve potansiyel olarak ölümcül hastalıklardan korumak için en etkili yöntemlerden biridir. Ancak, aşılarla ilgili toplumda birçok yanlış inanış ve mit bulunmaktadır. Bu makalede, Türkiye’de çocuklar için zorunlu aşıları, aşılarla ilgili yaygın mitleri ve bu mitlerin ardındaki gerçekleri ele alacağız.
Türkiye’de Çocuklar İçin Zorunlu Aşılar
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın ulusal aşı takvimine göre, çocuklara uygulanması gereken zorunlu aşılar ve uygulama zamanları şu şekildedir:
Aşılarla İlgili Yaygın Mitler ve Gerçekler
Gerçek: Aşıların otizme neden olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Bu iddia, 1998 yılında yayınlanan ve sonrasında geri çekilen bir çalışmaya dayanmaktadır. Birçok geniş kapsamlı araştırma, aşılar ile otizm arasında bir bağlantı olmadığını göstermiştir.
Gerçek: Aşılar sayesinde birçok hastalığın görülme sıklığı azalmıştır; ancak bu hastalıklar tamamen ortadan kalkmamıştır. Aşılama oranları düştüğünde, bu hastalıkların tekrar ortaya çıkma riski vardır.
Gerçek: Aşılar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudu hastalıklara karşı hazırlar. Aşıların içerdiği antijen miktarı, bağışıklık sistemi için bir yük oluşturmaz.
Gerçek: Doğal enfeksiyonlar ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme neden olabilir. Aşılar ise bu hastalıkları önleyerek güvenli bir bağışıklık sağlar.
Sonuç
Aşılar, çocuklarımızı ciddi hastalıklardan korumanın en güvenli ve etkili yoludur. Aşılarla ilgili mitlere inanmak, toplum sağlığını riske atabilir. Bu nedenle, güvenilir kaynaklardan bilgi almak ve çocuklarımızın aşılarını zamanında yaptırmak büyük önem taşımaktadır.
Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilir veya sitemizdeki uzman pediatrist arama bölümünden bir çocuk doktoru ile iletişime geçebilirsiniz.
Kaynaklar:
Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit
Visseral obezite, karaciğer, böbrekler, pankreas ve bağırsaklar gibi iç organların çevresinde yağ birikmesidir. Deri altı yağ dokusundan farklı olarak, visseral yağ karın boşluğundaki organları sarar ve işlevlerini bozar, ciddi hastalık riskini artırır. Vücut kitle indeksi normal olan bireylerde bile tehlikeli visseral yağ fazlalığı olabilir.
Visseral Yağ Neden Tehlikelidir?
Visseral yağ, interlökin-6 ve TNF-α gibi iltihap yapıcı sitokinler salgılar. Bu da kronik sistemik inflamasyonu artırarak şu sonuçlara yol açar:
Nedenleri ve Patogenez
Başlıca risk faktörleri:
Patogenez: Aşırı kalori alımıyla yağ hücreleri büyür, visseral dokuda makrofajlar aktive olur. Sitokin salınımı insülin direncini artırır, lipid dengesini bozar, inflamasyon yaratır. Portal ven yoluyla karaciğere giden serbest yağ asitleri karaciğer yağlanmasını artırır.
Tanı
Kan testleri:
Görüntüleme yöntemleri:
Visseral Obeziteyle İlişkili Hastalıklar
Visseral Obezite Belirtileri
Visseral Yağla Mücadele
Geleneksel yöntemler:
İlaç tedavisi:
Alternatif destekler:
Akdeniz Diyeti ve Visseral Yağlanma
Akdeniz diyeti, bilimsel olarak visseral yağlanmayı azaltan en etkili beslenme modelidir. Enflamasyonu azaltır, insülin duyarlılığını artırır ve lipid profilini iyileştirir (HDL’yi artırır, LDL ve trigliseridleri düşürür). Özellikle Türkiye’nin Ege ve Akdeniz bölgelerinde geleneksel mutfakla büyük oranda örtüşür.
Temel ilkeler:
Kırmızı Et Neden Sınırlanmalı ve Yerine Ne Konmalı?
Kırmızı et (özellikle işlenmiş olanlar) yüksek miktarda doymuş yağ ve demir içerdiği için:
Alternatifleri:
Türk Mutfağından Uyumlu Örnek Öğünler:
Bu örnekler Akdeniz tarzını Türk damak zevkine uygun şekilde yansıtır.
Ek Bilgiler:
Visseral obezite sessiz ama etkili bir metabolik tehdittir. Sadece kilo değil, yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Akdeniz diyeti; hareket, uyku ve stres yönetimiyle birlikte uygulandığında uzun vadeli sağlık koruması sağlar.
Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi
Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), dünya genelinde ve Türkiye’de önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Özellikle erkeklerde daha yüksek oranlarda görülmektedir. 2017 yılı itibarıyla dünya genelinde 126,5 milyon kişinin kalp hastalığı ile yaşadığı tahmin edilmekte olup, bu sayının 68,5 milyonu erkeklerden oluşmaktadır.
Türkiye’de Durum
Türkiye’de, 15 yaş ve üzeri erkeklerde koroner kalp hastalığı sıklığı %3,8 olarak bulunmuştur. Ayrıca, ülkemizde ölümlerin yaklaşık %40’ı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır.
Risk Faktörleri ve Mekanizmaları
Yaşlandıkça damar sertliği ve ateroskleroz gelişme olasılığı artar.
Önleme Stratejileri
Sonuç
Erkeklerde kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi için risk faktörlerinin bilinmesi ve yaşam tarzı değişikliklerinin uygulanması hayati öneme sahiptir. Daha fazla bilgi almak veya bir kardiyolog ya da terapist ile görüşmek için sitemizin ilgili arama bölümlerine göz atabilirsiniz.
Kaynaklar:
Dünyada ve Türkiye’de kardiyovasküler hastalıkların sıklığı ve riskin değerlendirilmesi
Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler en çok düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor
Kalp Sağlığını Korumanın Püf Noktaları
Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım
Pankreatit, pankreasın iltihaplanmasıyla karakterize edilen ve akut veya kronik formda görülebilen ciddi bir sağlık sorunudur. Erken belirtilerin tanınması ve zamanında tıbbi yardım alınması, tedavinin başarısı açısından kritiktir.
Pankreatit Belirtileri
Nedenleri ve Patogenezi
Pankreatitin başlıca nedenleri şunlardır:
Pankreatit, pankreas enzimlerinin pankreas dokusu içinde erken aktivasyonu sonucu kendi kendini sindirmesiyle gelişir.
Pankreatit Nasıl Anlaşılır?
Eğer yukarıda belirtilen semptomları yaşıyorsanız, özellikle yemek veya alkol alımından sonra üst karın bölgesinde şiddetli ağrı hissediyorsanız, pankreatitten şüphelenebilirsiniz. Bu durumda vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
Komplikasyonlar
Akut pankreatit, zamanında ve uygun tedavi edilmediğinde çeşitli ciddi komplikasyonlara yol açabilir:
Akut pankreatit, aşağıdaki hastalıklarla ayırıcı tanı gerektirir:
Doğru tanı koyabilmek için hastanın öyküsü, fizik muayene bulguları ve laboratuvar testleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Gerekli durumlarda görüntüleme yöntemleri de kullanılarak ayırıcı tanı yapılmalıdır.
Evde İlk Yardım
Hangi Doktora Başvurulmalı?
Pankreatit şüphesi durumunda öncelikle bir dahiliye uzmanına başvurabilirsiniz. Gerekli görüldüğünde sizi bir gastroenterolog veya genel cerrahi uzmanına yönlendirecektir.
Sonuç
Pankreatit, erken teşhis ve tedavi gerektiren ciddi bir hastalıktır. Belirtileri fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmanız önemlidir. Erken müdahale, komplikasyonların önlenmesinde ve iyileşme sürecinin hızlanmasında kritik rol oynar.
Sorularınız veya deneyimlerinizi paylaşmak için aşağıya yorum bırakabilirsiniz. Ayrıca, bölgenizdeki gastroenterolog, dahiliye uzmanı veya cerrahları bulmak için sitemizin uzman arama bölümünü kullanabilirsiniz.
Kaynaklar:
Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri
Giriş
Kene ısırıkları; viral (Kırım-Kongo Kanamalı Ateş), bakteriyel (Lyme borreliosis, anaplazmoz, ehrlichiosis) ve protozoal (babesiosis, theileriosis) hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar Türkiye’de özellikle kırsal alanlarda önemli halk sağlığı sorunları yaratmaktadır Tick-Borne Diseases in Turkey
Crimean-Congo hemorrhagic fever virus
|
Tick-Pathogen Interactions and Vector Competence
Sonuç
Türkiye’de kene kaynaklı hastalıklar (özellikle KKKA) ciddi halk sağlığı sorunu olmasına rağmen, 2002’den bu yana bilimsel kanıtlarla desteklenen izleme, müdahale ve halkı bilinçlendirme çalışmalarıyla kontrol altındadır. Kırsal alanlarda yaşayan kişiler hem önleyici tedbirlerle, hem de semptom geliştiğinde en kısa sürede sağlık hizmetlerine başvurmalı; başta ateş, kanama ve nörolojik belirtiler durumlarında zaman kaybetmeden profesyonel yardım aranmalıdır.
Siz de bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kene kaynaklı hastalıklarla ilgili yaşadığınız deneyimler, sorularınız ya da eklemek istedikleriniz var mı?
Aşağıya yorum bırakın, birlikte tartışalım.
Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar
Son yıllarda robotik cerrahi teknolojileri tıpta devrim yaratmaya başladı. Uzayda gerçekleştirilen ilk deneylerden Çin’deki 5G destekli operasyonlara kadar birçok örnek, bu teknolojilerin potansiyelini gözler önüne seriyor. İşte bugüne kadar yapılan önemli deneyler:
spaceMIRA: Yerçekimsiz Ortamda Cerrahi
2024 yılının Şubat ayında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS), Nebraska Üniversitesi ve Virtual Incision tarafından geliştirilen mini robot spaceMIRA, simüle edilmiş cerrahi işlemleri başarıyla gerçekleştirdi. Yaklaşık 900 gram ağırlığındaki robot, Dünya’dan kontrol edilerek doku kesme ve taşıma gibi görevleri mikro yerçekimi ortamında yerine getirdi (asme.org).
Çin’de 5G ile Uzaktan Cerrahi
Ekim 2023’te Çinli cerrahlar, Toumai® robotik cerrahi sistemi ile 5G bağlantısı üzerinden 2000 km mesafedeki bir çocuk hastaya laparoskopik ameliyat uyguladı (microport.com).
Benzer şekilde, Şanghay’dan kontrol edilen bir robotla uzak şehirdeki hastaya tiroid ameliyatı yapıldı. Bu başarı, uzak bölgelerde cerrah eksikliğini telafi etme açısından umut verici (bmcsurg.biomedcentral.com).
STAR: Otonom Cerrahi Robot
Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen STAR (Smart Tissue Autonomous Robot), deney hayvanlarında bağımsız bağırsak ameliyatları gerçekleştirdi. 3D endoskop ve makine öğrenmesi sayesinde, insan cerrahlarıyla kıyaslandığında daha hassas ve başarılı operasyonlar sundu (as.com).
Yapay Zeka Destekli Otonomi
2025 yılında geliştirilen SRT-H adlı sistem, dil kontrollü ve taklit öğrenme tabanlı bir yapay zeka altyapısı ile otonom kolesistektomi (safra kesesi çıkarımı) işlemini başarıyla gerçekleştirdi (arxiv.org).
Johns Hopkins araştırmacıları ayrıca çok modelli yapay zeka kullanarak robotların, cerrahi prosedürleri gerçek zamanlı analiz edip uygulamalarını sağlayacak yeni algoritmalar üzerine çalışıyor (engineering.jhu.edu).
Ancak, bu teknolojinin getirdiği avantajların yanı sıra bazı komplikasyonlar ve riskler de bulunmaktadır. Bu yazıda, robotik cerrahinin potansiyel komplikasyonları ve Türkiye’deki uygulamaları ele alınacaktır. (Robotik Cerrahi) (da Vinci Surgical System)
Robotik Cerrahinin Potansiyel Komplikasyonları
Robotik cerrahi, genel olarak güvenli bir yöntem olarak kabul edilse de, bazı komplikasyonlar rapor edilmiştir. 2015 yılında yapılan bir retrospektif çalışmada, 2000-2013 yılları arasında ABD’de gerçekleştirilen robotik cerrahi işlemlerinde 144 ölüm, 1.391 hasta yaralanması ve 8.061 cihaz arızası rapor edilmiştir. Bu komplikasyonlar arasında en yaygın olanları şunlardır:BBC+1arXiv+1
Bu tür arızalar, operasyonların kesintiye uğramasına veya hasta yaralanmalarına yol açabilir. Özellikle karmaşık cerrahi alanlarda, bu risklerin daha yüksek olduğu belirtilmektedir.
Türkiye’de Robotik Cerrahi Uygulamaları
Türkiye, robotik cerrahi alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Medipol Üniversitesi Hastanesi, Türkiye’de en gelişmiş cerrahi robotu kullanarak önemli operasyonlar gerçekleştirmektedir. Ayrıca, Acıbadem Sağlık Grubu, da Vinci Xi sistemi ile robotik cerrahi uygulamalarını başarıyla sürdürmektedir. Acıbadem Healthcare Services
Türkiye’de robotik cerrahi, üroloji, jinekoloji, genel cerrahi ve kardiyovasküler cerrahi gibi birçok alanda uygulanmaktadır. Özellikle prostat kanseri, böbrek kanseri ve kalp kapakçığı ameliyatlarında robotik cerrahi tercih edilmektedir. Bu teknolojinin kullanımı, hastaların daha hızlı iyileşmesini ve hastanede kalış süresinin azalmasını sağlamaktadır. Robotic Surgery
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Robotik cerrahinin avantajlarına rağmen, bazı riskler ve sınırlamalar bulunmaktadır:
🔍 Sonuç
spaceMIRA, STAR ve 5G destekli Toumai gibi sistemlerle yapılan deneyler, robotik cerrahinin sadece geleceğin değil, bugünün de teknolojisi olduğunu gösteriyor. Uzak bölgeler, savaş alanları ve uzay görevleri gibi ekstrem koşullarda hayat kurtarabilecek bu teknoloji, sağlık hizmetlerine erişimde devrim yaratabilir.
Robotik cerrahi, modern tıbbın sunduğu en ileri teknolojilerden biridir ve Türkiye’de de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ancak, bu teknolojinin getirdiği riskler ve sınırlamalar göz önünde bulundurulmalı, cerrahların yeterli eğitim alması ve ekipmanların düzenli bakımı sağlanmalıdır. Hastalar, robotik cerrahiye uygunlukları konusunda doktorlarıyla detaylı bir şekilde görüşmeli ve bilinçli kararlar almalıdır.
Giyilebilir cihazlar hangi parametreleri ölçüyor ve neden?
Son yıllarda kadın sağlığında giyilebilir tıbbi cihazların (wearables) kullanımı artış göstermektedir. Bu cihazlar, sağlık durumunun izlenmesi ve kişiselleştirilmiş takip açısından yeni fırsatlar sunsa da, pratikteki yararları ve sınırları üzerine tıbbi çevrelerde halen tartışmalar sürmektedir.
Giyilebilir cihazlar gerçekten ne zaman fayda sağlar?
Olası riskler ve sınırlamalar
Sonuç
Giyilebilir sağlık teknolojileri, kadın sağlığının izlenmesinde önemli fırsatlar sunar. Ancak, bu cihazların kullanımında bireyin bilinçli olması, avantaj ve sınırlamaları anlaması önemlidir. Kullanım öncesinde sağlık uzmanına danışılması ve cihazın veri gizliliği politikalarının dikkatle incelenmesi önerilir.
Not: Bu yazı bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir medikal cihazın kullanımı öncesi hekiminize danışınız.
Kaynaklar:
“2020’lerde hepimiz bir nebze kîto idik. Kimimiz avokadoyla, kimimiz kaygıyla.”
Ketojenik diyet (kısaca keto), sadece bir beslenme modeli değil, yeni bir dönemin sembolü haline geldi: bilimsel görünümlü, karbonhidrat karşıtı, cesur. Temel fikir basit ama iddialı: Vücudu ketozise sokmak için karbonhidratları neredeyse tamamen kesmek ve enerji için yağ yakmak.
Kimileri bunu metabolik bir kurtuluş olarak görüyor, kimileri ise sindirim, hormon ve kalp sağlığı için bir tehdit. Ve her zamanki gibi, gerçekler metaanalizlerin ve milyoner fenomenlerin arasında kayboluyor.
Ketojenik diyet, ilk kez 1921 yılında ilaca dirençli çocukluk çağı epilepsisinde kullanıldı. (Wheless JW, Epilepsia, 2008). Bilim insanları ketozisin sinir sistemi üzerindeki etkilerini fark etti. Ancak keto, bugün sadece klinik bir yaklaşım değil, aynı zamanda küresel bir fenomen haline geldi.
Nutrition & Metabolism, Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism ve Frontiers in Nutrition gibi dergilerde yayınlanan çalışmalar; kilo kaybı, insülin hassasiyetinde artış ve trigliserid düşüşü gibi olumlu etkilerin yanı sıra uzun vadeli güvenlik konusunda şüphelerin altını çiziyor. (Paoli et al., Eur J Clin Nutr, 2013).
Bu yüzyılda ketojenik diyet bir “kült” halini aldı. Sosyal medyada karbonhidratlar tüm günahların kaynağı ilan edilirken, geleneksel beslenme uzmanları bu diyetin mikrobiyotaya, kalbe ve kadın hormon sistemine verdiği zararlara dikkat çekiyor. (Harvard T.H. Chan, 2020).
Bir sonraki bölümde, ketojenik diyetin bilimsel altyapısını, kısa ve uzun vadeli etkilerini detaylıca inceleyeceğiz.
“Karbonhidrat yok mu? O zaman keton bulurum… Ama bunu bana borçlusun.”
Ketojenik diyette beslenme çok düşük karbonhidrat (%5-10), yüksek yağ (%60-75) ve orta düzey protein içerir. Vücut glikoz bulamayınca 2-7 gün içinde karaciğer keton cisimleri (β-hidroksibutirat, asetoasetat) üretmeye başlar.
Gillinov et al., (JAMA Network Open, 2021): Düşük karbonhidratlı diyetlerin ilk 3-6 ayda daha fazla kilo kaybı sağladığını, ancak 12 ay sonunda farkın kaybolduğunu göstermiştir.
“Bir yanda avokadolu doktor, diğer yanda Harvard’la savunan diyetisyen.”
Ketojenik diyetin çevresinde adeta bir savaş cephesi oluştu. Destekleyenler ve eleştirenler, bilimsel makalelerle ve sosyal medya gücüyle karşı karşıya geldi.
Argümanları:
Uyarıları:
Harvard Health Publishing (2020):
“Ketojenik diyet kısa vadeli sonuçlar verebilir, ancak uzun vadeli güvenliği hâlâ bilinmiyor.”
Bu cepheleşme, konunun yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik boyutlara da sahip olduğunu gösteriyor. Bir sonraki bölümde bu ekonomik yönü detaylandıracağız.
“Ketoz varsa, kapital de vardır. Ve her hindistan cevizi yağının ardında bir influencer indirimi…”
Eğer bilim neşterse, pazarlama kılıçtır. Keto örneğinde bu kılıç epey keskin. Ketomania çoktan laboratuvarların dışına çıktı ve milyar dolarlık bir pazara dönüştü.
Market Research Future (2023) verilerine göre global keto ürün pazarı 15 milyar doları aştı, 2030’a kadar 25 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Raflarda ne mi var? Keto çikolatalar, keto barlar, keto ekmekler hatta “keto şaraplar”.
Bu sadece bir diyet değil, yeni bir tüketim kültürü. Ve bu kültür çok iyi paraya çevriliyor.
TikTok’ta #keto etiketi 10 milyarı aştı. Fenomenler ketoyu mucize gibi pazarlarken, takipçiler bu anlatımları sorgulamadan uygulamaya başlıyor.
Sorun şu: Bu kişiler doktor değil. Ve önerileri, çoğu zaman bilimsel değil, deneyim bazlı. Bu da kişinin hormonal dengesiyle, mikrobiyotasıyla, karaciğeriyle oynaması anlamına gelebilir.
Sonuç:
Keto, sadece bir metabolik strateji değil. Aynı zamanda bir marka. Ve markanın hedefi sağlık değil, erişim, sadakat ve satış.
“Elinde çekiç olan, her şeyi çivi sanır. Ama keto bir çekiç değil. Cerrahi bir araçtır. Körlemesine kullanılmamalıdır.”
Yüzlerce makale, binlerce vaka ve milyonlarca tartışmadan sonra basit bir sonuca ulaşıyoruz: Ketojenik diyet herkese uygun değil.
Bu güçlü bir metabolik araç olabilir, ancak kişiye özel değerlendirme, laboratuvar kontrolü ve tıbbi rehberlik gerektirir.
Ketojenik diyet bir araçtır. Ve her güçlü araç gibi, doğru kullanıldığında faydalı, yanlış kullanıldığında tehlikelidir.
Bu bir moda değil. Tıbbi bir stratejidir. Diyet kararları Google’a göre değil, tahlillere göre verilmelidir.
Kaynaklar:
Paoli et al., Eur J Clin Nutr, 2013
Saslow et al., Diabetes Therapy, 2017)
Nagpal et al., Cell Reports, 2018
Cappelletti et al., Nutrients, 2021
Krikorian et al., Alzheimer’s & Dementia, 2021