Tedo

Tedo Tedo

Dr. Tedo


Favorilere ekle
96 Görüntülenme Ankara, Çankaya

Konum

Hakkında “Dr. Tedo ”

Ben Dr. Tedo, insan sağlığını önceliklendiren, etik değerlere bağlı ve güncel tıbbi gelişmeleri yakından takip eden bir hekimim. Tıp eğitimimi Hacettepe’de tamamladıktan sonra, Psikiyatri alanında uzmanlaştım. Mesleki yolculuğum boyunca hem klinik alanda hem de akademik çalışmalarda aktif olarak yer aldım.

Hedefim; hastalarıma sadece tedavi değil, aynı zamanda sağlıklarını koruyacak bilgi ve alışkanlıklar kazandırmak. Her bireyin ihtiyaçlarının farklı olduğuna inanıyor, tedavi sürecini kişiye özel planlıyorum.

Güvenilir iletişim, bilimsel yaklaşım ve hasta memnuniyeti, mesleki anlayışımın temel taşlarını oluşturur. Sağlık yolculuğunuzda size eşlik etmekten mutluluk duyarım.

(Bu profil kurgu bir karakter olup, yalnızca örnek teşkil etmesi için oluşturulmuştur. Gerçeklikle bir alakası yoktur.)

Uzmanlık Alanı

Genel Cerrahi
Proktoloji
Cerrahi Onkoloji

Deneyim

    • Tedo Hastanesi
      ( 2025 - 2026 ) Baş Hekim

      Tedo Hastanesi’nde başhekim olarak görev yaptım. Bu süreçte hem sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmaya hem de hasta ve çalışan memnuniyetini sağlamaya odaklandım. Yönetim deneyimimle, ekip çalışması ve etkili sağlık organizasyonu konularında aktif rol üstlendim.

    • Tedo Hastanesi
      ( 2009 - 2018 ) Doktor

      Tedo Hastanesi’nde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yaptım. Hem cerrahi alandaki klinik deneyimimle hem de yönetsel sorumluluklarımla sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmayı hedefledim. Ekip çalışmasına, hasta güvenliğine ve etik ilkelere daima öncelik verdim.

Eğitim

    • Intern
      ( 1997 - 2002 ) Hacettepe Üniversitesi

      Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Tıp eğitimi sürecinde edindiğim bilgi ve deneyimle, insan sağlığına katkı sunmayı amaçlıyorum. Bilimsel merakım ve sürekli öğrenme isteğimle mesleğimi en iyi şekilde icra etmeye çalışıyorum.

Sertifika ve Ödüller

  • Araştırma ve Geliştirme Ödülü ( 2023 )
Omurganızda gizli bir “S” mi var?

Omurganızda gizli bir “S” mi var?

Omurganızda gizli bir “S” mi var? Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle karakterize edilen ve çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkan bir kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Genellikle “S” ya da “C” harfi şeklinde bir eğrilik oluşturur ve ilerleyici olabilir. Bu durum hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara yol açabileceği için erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri büyük önem….

Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri

Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri

Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri Hepatit, karaciğer dokusunun iltihaplanmasıyla ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır. En yaygın türleri viral kaynaklıdır: Hepatit A, B ve C. Bu hastalıklar yıllarca belirti vermeden ilerleyebilir ve siroz ya da karaciğer kanseri gibi ölümcül komplikasyonlara yol açabilir. Hepatit Nasıl Bulaşır? (Bulaş Yolları) Hepatit virüslerinin bulaşma yolları….

Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler

Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler

Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler Aşılar, çocukları ciddi ve potansiyel olarak ölümcül hastalıklardan korumak için en etkili yöntemlerden biridir. Ancak, aşılarla ilgili toplumda birçok yanlış inanış ve mit bulunmaktadır. Bu makalede, Türkiye’de çocuklar için zorunlu aşıları, aşılarla ilgili yaygın mitleri ve bu mitlerin ardındaki gerçekleri ele alacağız. Türkiye’de Çocuklar İçin Zorunlu Aşılar Türkiye Cumhuriyeti Sağlık….

Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit

Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit

Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit Visseral obezite, karaciğer, böbrekler, pankreas ve bağırsaklar gibi iç organların çevresinde yağ birikmesidir. Deri altı yağ dokusundan farklı olarak, visseral yağ karın boşluğundaki organları sarar ve işlevlerini bozar, ciddi hastalık riskini artırır. Vücut kitle indeksi normal olan bireylerde bile tehlikeli visseral yağ fazlalığı olabilir.   Visseral Yağ….

Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi

Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi

Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), dünya genelinde ve Türkiye’de önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Özellikle erkeklerde daha yüksek oranlarda görülmektedir. 2017 yılı itibarıyla dünya genelinde 126,5 milyon kişinin kalp hastalığı ile yaşadığı tahmin edilmekte olup, bu sayının 68,5 milyonu erkeklerden oluşmaktadır. Türkiye’de Durum Türkiye’de, 15 yaş ve üzeri erkeklerde koroner kalp hastalığı sıklığı….

Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım

Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım

Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım Pankreatit, pankreasın iltihaplanmasıyla karakterize edilen ve akut veya kronik formda görülebilen ciddi bir sağlık sorunudur. Erken belirtilerin tanınması ve zamanında tıbbi yardım alınması, tedavinin başarısı açısından kritiktir. Pankreatit Belirtileri Üst karın bölgesinde şiddetli ağrı: Genellikle aniden başlayan ve sırta doğru yayılan ağrı. Bulantı ve kusma: Sıkça görülen ve rahatlama….

Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri

Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri

Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri Giriş Kene ısırıkları; viral (Kırım-Kongo Kanamalı Ateş), bakteriyel (Lyme borreliosis, anaplazmoz, ehrlichiosis) ve protozoal (babesiosis, theileriosis) hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar Türkiye’de özellikle kırsal alanlarda önemli halk sağlığı sorunları yaratmaktadır  Tick-Borne Diseases in Turkey   Temel Kene Kaynaklı Hastalıklar ve Patogenez….

Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar

Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar

Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar Son yıllarda robotik cerrahi teknolojileri tıpta devrim yaratmaya başladı. Uzayda gerçekleştirilen ilk deneylerden Çin’deki 5G destekli operasyonlara kadar birçok örnek, bu teknolojilerin potansiyelini gözler önüne seriyor. İşte bugüne kadar yapılan önemli deneyler:  spaceMIRA: Yerçekimsiz Ortamda Cerrahi 2024 yılının Şubat ayında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda….

Kadın Sağlığında Giyilebilir Cihazlar: Ne Ölçüyorlar ve Ne Kadar Güvenilirler?

Kadın Sağlığında Giyilebilir Cihazlar: Ne Ölçüyorlar ve Ne Kadar Güvenilirler?

Giyilebilir cihazlar hangi parametreleri ölçüyor ve neden? Son yıllarda kadın sağlığında giyilebilir tıbbi cihazların (wearables) kullanımı artış göstermektedir. Bu cihazlar, sağlık durumunun izlenmesi ve kişiselleştirilmiş takip açısından yeni fırsatlar sunsa da, pratikteki yararları ve sınırları üzerine tıbbi çevrelerde halen tartışmalar sürmektedir.   Cilt ve vücut sıcaklığı Neden önemli: Ovülasyon ve adet döngüsü takibi, iltihap belirtileri….

Ketojenik Diyet: Mucize mi, Tehlike mi? Bilim Ne Diyor?

Ketojenik Diyet: Mucize mi, Tehlike mi? Bilim Ne Diyor?

GIRIŞ: KARBONHiDRATLARA KARŞI AÇILMIŞ BİR SAVAŞ MI? “2020’lerde hepimiz bir nebze kîto idik. Kimimiz avokadoyla, kimimiz kaygıyla.” Ketojenik diyet (kısaca keto), sadece bir beslenme modeli değil, yeni bir dönemin sembolü haline geldi: bilimsel görünümlü, karbonhidrat karşıtı, cesur. Temel fikir basit ama iddialı: Vücudu ketozise sokmak için karbonhidratları neredeyse tamamen kesmek ve enerji için yağ yakmak…..

  • Kalp Damar Cerrahisinde Kalsiyum ve Potosyum Kullanımı 2023 -

Galeri

Articles

Omurganızda gizli bir “S” mi var?
Tedo Tedo

Omurganızda gizli bir “S” mi var?

Omurganızda gizli bir “S” mi var?

Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle karakterize edilen ve çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkan bir kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Genellikle “S” ya da “C” harfi şeklinde bir eğrilik oluşturur ve ilerleyici olabilir. Bu durum hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara yol açabileceği için erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri büyük önem taşır. Özellikle yüzme gibi sporların, skolyozun ilerlemesini yavaşlatıcı ve semptomları hafifletici etkileri bilimsel çalışmalarla da desteklenmektedir.

 

Skolyoz Nedir?

 

Skolyoz, omurganın normal anatomik yapısından saparak sağa veya sola eğrilmesi durumudur. Çoğunlukla idiyopatik (sebebi bilinmeyen) olsa da, doğumsal (konjenital), nöromüsküler (kas hastalıklarına bağlı) veya dejeneratif nedenlere bağlı olarak da gelişebilir. İdiyopatik skolyoz en yaygın türüdür ve genellikle 10-15 yaş arasında, büyümenin en hızlı olduğu dönemde ortaya çıkar.

 

Skolyoz genellikle ağrısızdır; bu nedenle hastalığın başlangıç döneminde fark edilmesi zordur. Ancak zamanla omuz asimetrisi, kalça dengesizliği, belde ya da sırtta çıkıntı, kamburluk ve ileri vakalarda nefes darlığı gibi belirtiler gelişebilir.

 

Erken Tanının Önemi

 

Skolyozun tedavisinde erken tanı, hastalığın seyrini belirleyen en kritik faktörlerden biridir. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda omurga eğriliği hızla ilerleyebilir. Bu nedenle skolyozun erken dönemde fark edilmesi, eğriliğin ilerlemesini önlemede ve daha az invaziv yöntemlerle tedavi edilmesinde hayati rol oynar.

 

Erken tanı sayesinde:

 

Eğriliğin ilerlemesi durdurulabilir veya yavaşlatılabilir.

 

Egzersiz ve korselerle cerrahiye gerek kalmadan kontrol sağlanabilir.

 

Postüral bozukluklara ve psikolojik etkilere karşı önlem alınabilir.

 

Cerrahi gerektiren ciddi deformitelerin önüne geçilebilir.

 

Okullarda yapılan tarama programları ve ebeveynlerin farkındalığı, skolyozun erken tanısında önemli bir yer tutar. Omuz yüksekliğinde, kalça seviyesinde ya da kürek kemiklerinde asimetri fark eden ailelerin, vakit kaybetmeden bir ortopedi veya fizik tedavi uzmanına başvurmaları gerekmektedir.

 

Tedavi Yöntemleri

 

Skolyozun tedavisi, eğriliğin derecesine, hastanın yaşına, büyüme potansiyeline ve genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Başlıca tedavi seçenekleri:

 

  1. Gözlem (Takip): 20 dereceye kadar olan eğriliklerde uygulanır. Düzenli aralıklarla röntgen çekilerek eğriliğin ilerleyip ilerlemediği kontrol edilir.

 

 

  1. Korse Tedavisi: 20–40 derece arasındaki eğriliklerde, özellikle büyüme çağındaki çocuklarda kullanılır. Korseler eğriliği düzeltmez ama ilerlemesini durdurabilir.

 

 

  1. Egzersiz ve Fizik Tedavi: Kasları güçlendirmeye ve postürü düzeltmeye yönelik özel egzersiz programları uygulanır. Schroth metodu gibi skolyoz özel egzersizleri bu konuda yaygın olarak kullanılmaktadır.

 

 

  1. Cerrahi Müdahale: 45 derece üzerindeki eğriliklerde ve yaşam kalitesini düşüren vakalarda uygulanır. Omurgaya yerleştirilen çubuklar veya vida sistemleri ile eğrilik düzeltilmeye çalışılır.

 

Sporun ve Yüzmenin Skolyoza Faydaları

Spor, skolyoz tedavisinde tamamlayıcı bir rol oynar. Özellikle yüzme, hem simetrik bir spor olması hem de omurgayı zorlamadan tüm vücut kaslarını çalıştırması nedeniyle skolyozlu bireyler için önerilen en ideal egzersizlerden biridir.

 

Yüzmenin skolyoza olan faydaları:

 

Kas dengesini geliştirir: Omurga etrafındaki kasları simetrik şekilde güçlendirir. Bu, omurgayı destekleyen kas yapısının dengeli gelişmesine katkı sağlar.

 

Omurga basıncını azaltır: Su içerisindeki kaldırma kuvveti vücut ağırlığını azalttığı için omurga üzerindeki basınç da azalır.

 

Duruş bozukluklarını düzeltir: Yüzme, doğru nefes alma teknikleri ve düzgün vücut pozisyonu gerektirdiği için postürün düzelmesine yardımcı olur.

Sırt ve bel kaslarını güçlendirir: Özellikle sırtüstü ve serbest stil yüzme, sırt ve bel kaslarını etkin şekilde çalıştırır.

 

Ağrıyı azaltır: Düzenli yüzme egzersizleri, kas spazmlarını azaltır, vücut esnekliğini artırır ve böylece skolyoza bağlı gelişebilecek ağrıların önüne geçebilir.

Yüzmenin dışında pilates, yoga, yürüyüş ve denge egzersizleri de skolyoz hastaları için faydalı olabilir. Ancak her spor dalı her skolyozlu birey için uygun değildir. Örneğin; ağır yük kaldırma, tek taraflı kas kullanımını teşvik eden sporlar (tenis, okçuluk, halter) skolyozun ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle egzersiz planı mutlaka uzman denetiminde oluşturulmalıdır.

 

Psikolojik ve Sosyal Boyutu

 

Skolyoz sadece fiziksel değil, psikolojik yönleriyle de ele alınması gereken bir hastalıktır. Özellikle ergenlik çağında vücut görünümünde meydana gelen değişiklikler, özgüven kaybına, sosyal çekingenliğe ve depresyona yol açabilir. Bu nedenle skolyoz tedavisinde fiziksel iyileşmenin yanında psikolojik destek de ihmal edilmemelidir. Spor aktiviteleri, hem fiziksel sağlığı geliştirmek hem de bireyin özgüvenini artırmak açısından son derece faydalıdır.

 

Sonuç

Skolyoz, erken tanı konduğunda ve doğru yaklaşımlarla yönetildiğinde kontrol altına alınabilir.Ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığı, okul taramalarının etkinliği ve düzenli kontroller skolyozla mücadelede kritik öneme sahiptir. Tedavi sürecinde yüzme gibi simetrik sporların rolü yadsınamaz. Hem kas dengesini sağlar, hem duruşu düzeltir hem de bireyin yaşam kalitesini artırır. Skolyozla mücadelede temel prensip; erken tanı, doğru tedavi ve düzenli egzersizle yaşamın her alanında dengeyi sağlamaktır.

………

 

Kuru T, Yeldan İ, Dereli EE, Özdinçler AR, Dikici F, Çolak İ. The efficacy of three-dimensional Schroth exercises in adolescent idiopathic scoliosis: a randomized controlled clinical trial. Clinical Rehabilitation. 2016;30(2):181–190.

 

World Health Organization (WHO). Spinal disorders.

https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/spinal-disorders

 

American Association of Neurological Surgeons (AANS). Scoliosis Overview.

https://www.aans.org

 

T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. Okul Çağı Çocuklarında Skolyoz Tarama Rehberi. 2023.

Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri
Tedo Tedo

Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri

Hepatit: Belirtileri, Erken Tanı Yolları ve En Güncel Tedavi Yöntemleri

Hepatit, karaciğer dokusunun iltihaplanmasıyla ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır. En yaygın türleri viral kaynaklıdır: Hepatit A, B ve C. Bu hastalıklar yıllarca belirti vermeden ilerleyebilir ve siroz ya da karaciğer kanseri gibi ölümcül komplikasyonlara yol açabilir.

Hepatit Nasıl Bulaşır? (Bulaş Yolları)

Hepatit virüslerinin bulaşma yolları türüne göre değişiklik gösterir:

Hepatit A:

  • Kirli su ve yiyeceklerle (fekal-oral yolla)
  • Kişisel hijyen eksikliği
  • Salgınlar genellikle kötü sanitasyon koşullarında görülür

Hepatit B ve C:

  • Kan yoluyla (enfekte iğne, kan transfüzyonu, dövme, piercing)
  • Cinsel yolla bulaşma (özellikle Hepatit B)
  • Doğum sırasında anneden bebeğe geçiş (perinatal bulaş)

Hepatitin Erken Belirtileri Nelerdir?

Birçok kişi hastalığı taşıdığını uzun süre fark etmez. Ancak bazı erken belirtiler şu şekilde olabilir:

  • Sebepsiz yorgunluk ve halsizlik
  • İştah kaybı, bulantı
  • Karın sağ üst kısmında rahatsızlık hissi
  • Koyu renkli idrar, açık renkli dışkı
  • Göz aklarında ve ciltte sararma (sarılık)

Bu belirtiler sizde varsa, özellikle riskli gruplardaysanız, kan testi ile tarama yaptırmanız önerilir.

Tanı Yöntemleri

  • Anti-HBs, Anti-HCV gibi serolojik testler
  • PCR testi ile virüs genetik materyalinin tespiti
  • Karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST)
  • Fibroscan veya biyopsi ile karaciğer hasarının derecesi belirlenebilir

Güncel ve Etkili Tedavi Yöntemleri

Hepatit A:

Genellikle kendiliğinden iyileşir. Tedavi, semptomları hafifletmeye yöneliktir. En etkili önlem aşılamadır.

Hepatit B:

  • Tenofovir ve Entekavir gibi antiviral ilaçlarla uzun süreli tedavi uygulanır
  • Pegile interferon bazı hastalarda tercih edilir
  • Tedavinin amacı: viral baskılanma ve karaciğerin korunması

Hepatit C:

Günümüzde en etkili ve kısa süreli tedavilerden biridir:

  • Doğrudan etkili antiviraller (DAA)
    • Sofosbuvir + Velpatasvir
    • Glecaprevir + Pibrentasvir
  • 8–12 hafta gibi kısa sürede %95’in üzerinde başarı oranı

Hepatitten Korunma Yolları

  • Aşılar: Hepatit A ve B’ye karşı etkili aşılar mevcuttur
  • Kişisel hijyen kurallarına dikkat edin
  • Cinsel ilişkilerde korunma kullanın
  • Tıbbi işlemlerde steril ekipman tercih edin
  • Kullanılmış enjektör veya dövme iğnesinden kaçının
  • Gıda ve su temizliğine özen gösterin

Kimler Risk Altında?

  • Sağlık çalışanları
  • Hemodiyaliz hastaları
  • Çoklu cinsel partneri olanlar
  • HIV pozitif bireyler
  • Kan ürünleriyle tedavi görenler
  • Uyuşturucu enjeksiyonu yapanlar
  • Enfekte anneden doğan bebekler

Sonuç

Hepatit erken teşhis edilip doğru şekilde tedavi edildiğinde yönetilebilir bir hastalıktır. Ancak ihmal edildiğinde hayatı tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabilir. Erken tarama, aşı ve hijyen, bu sessiz tehditle mücadelede en etkili savunma hatlarıdır.

Şüphelendiğinizde ertelemeyin, hemen bir uzmana danışın. Tedolog.com üzerinden bulunduğunuz şehirde hepatit konusunda uzman doktorlara ulaşabilirsiniz.

Kaynaklar:

World Health Organization – Hepatitis

PubMed – Hepatitis C Direct-Acting Antiviral Agents

CDC – Hepatitis Transmission and Prevention*

Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler
Tedo Tedo

Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler

Çocuk Aşıları: Mitler ve Gerçekler

Aşılar, çocukları ciddi ve potansiyel olarak ölümcül hastalıklardan korumak için en etkili yöntemlerden biridir. Ancak, aşılarla ilgili toplumda birçok yanlış inanış ve mit bulunmaktadır. Bu makalede, Türkiye’de çocuklar için zorunlu aşıları, aşılarla ilgili yaygın mitleri ve bu mitlerin ardındaki gerçekleri ele alacağız.

Türkiye’de Çocuklar İçin Zorunlu Aşılar

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın ulusal aşı takvimine göre, çocuklara uygulanması gereken zorunlu aşılar ve uygulama zamanları şu şekildedir:

  • Hepatit B Aşısı: Doğumda, 1. ayda ve 6. ayda uygulanır.
  • BCG (Verem) Aşısı: 2. ayın sonunda uygulanır.
  • Beşli Karma Aşı (DaBT-İPA-Hib): 2., 4., 6. ve 18. aylarda uygulanır. Bu aşı; difteri, boğmaca, tetanoz, inaktif polio (çocuk felci) ve Haemophilus influenzae tip b enfeksiyonlarına karşı koruma sağlar.
  • KPA (Konjuge Pnömokok Aşısı): 2., 4., 6. ve 12. aylarda uygulanır. Pnömokok bakterisinin neden olduğu zatürre, menenjit ve diğer ciddi enfeksiyonlara karşı korur.
  • Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak (KKK) Aşısı: 12. ayda ve 4-6 yaş arasında uygulanır.
  • Hepatit A Aşısı: 18. ve 24. aylarda uygulanır.
  • Suçiçeği Aşısı: 12. ayda uygulanır.

Aşı Takvimi.jpg

 

 

Aşılarla İlgili Yaygın Mitler ve Gerçekler

  1. Mit: “Aşılar otizme neden olur.”

Gerçek: Aşıların otizme neden olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Bu iddia, 1998 yılında yayınlanan ve sonrasında geri çekilen bir çalışmaya dayanmaktadır. Birçok geniş kapsamlı araştırma, aşılar ile otizm arasında bir bağlantı olmadığını göstermiştir.

  1. Mit: “Aşılar gereksizdir; çünkü bu hastalıklar artık görülmüyor.”

Gerçek: Aşılar sayesinde birçok hastalığın görülme sıklığı azalmıştır; ancak bu hastalıklar tamamen ortadan kalkmamıştır. Aşılama oranları düştüğünde, bu hastalıkların tekrar ortaya çıkma riski vardır.

  1. Mit: “Aşılar bağışıklık sistemine zarar verir.”

Gerçek: Aşılar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudu hastalıklara karşı hazırlar. Aşıların içerdiği antijen miktarı, bağışıklık sistemi için bir yük oluşturmaz.

  1. Mit: “Doğal enfeksiyon geçirmek, aşı olmaktan daha iyidir.”

Gerçek: Doğal enfeksiyonlar ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme neden olabilir. Aşılar ise bu hastalıkları önleyerek güvenli bir bağışıklık sağlar.

Sonuç

Aşılar, çocuklarımızı ciddi hastalıklardan korumanın en güvenli ve etkili yoludur. Aşılarla ilgili mitlere inanmak, toplum sağlığını riske atabilir. Bu nedenle, güvenilir kaynaklardan bilgi almak ve çocuklarımızın aşılarını zamanında yaptırmak büyük önem taşımaktadır.

Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilir veya sitemizdeki uzman pediatrist arama bölümünden bir çocuk doktoru ile iletişime geçebilirsiniz.

 

Kaynaklar:

  1. AŞILAR İLE İLGİLİ
  2. Bebeklik itibariyle yapilan cocuk asilari
  3. Asi gercekleri
Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit
Tedo Tedo

Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit

Visseral Obezite: İç Organlar İçin Sessiz Bir Tehdit

Visseral obezite, karaciğer, böbrekler, pankreas ve bağırsaklar gibi iç organların çevresinde yağ birikmesidir. Deri altı yağ dokusundan farklı olarak, visseral yağ karın boşluğundaki organları sarar ve işlevlerini bozar, ciddi hastalık riskini artırır. Vücut kitle indeksi normal olan bireylerde bile tehlikeli visseral yağ fazlalığı olabilir.

 

Visseral Yağ Neden Tehlikelidir?

Visseral yağ, interlökin-6 ve TNF-α gibi iltihap yapıcı sitokinler salgılar. Bu da kronik sistemik inflamasyonu artırarak şu sonuçlara yol açar:

  • İnsülin direnci (glukoz tolerans bozukluğu)
  • Yüksek trigliserid ve LDL kolesterol, düşük HDL
  • Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD)
  • Yüksek tansiyon
  • Hormon dengesizlikleri, cinsel isteksizlik ve doğurganlık sorunları

 

Nedenleri ve Patogenez

Başlıca risk faktörleri:

  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Kronik stres ve uyku eksikliği
  • Yüksek kalorili beslenme (şeker, alkol, kızartmalar)
  • Hormonel değişiklikler (menopoz, düşük testosteron)

Patogenez: Aşırı kalori alımıyla yağ hücreleri büyür, visseral dokuda makrofajlar aktive olur. Sitokin salınımı insülin direncini artırır, lipid dengesini bozar, inflamasyon yaratır. Portal ven yoluyla karaciğere giden serbest yağ asitleri karaciğer yağlanmasını artırır.

 

Tanı

Kan testleri:

  • İnsülin, HOMA-IR
  • Açlık glukozu, HbA1c
  • Lipid profili (trigliserid, LDL/HDL)

Görüntüleme yöntemleri:

  • Karaciğer ultrasonu
  • BT veya MR ile visseral yağ hacminin ölçümü
  • Bel çevresi: kadınlarda >88 cm, erkeklerde >102 cm

 

Visseral Obeziteyle İlişkili Hastalıklar

  1. Tip 2 Diyabet: Kronik inflamasyon ve yağ asidi fazlalığı insülin direncine yol açar. Hücreler insüline yanıt vermez, karaciğer gereksiz glukoz üretmeye devam eder.
  2. Hipertansiyon: Karın bölgesi yağları sinir sistemi ve hormonları etkiler, damarları daraltır, sodyum tutulumu artar.
  3. Ateroskleroz ve Koroner Kalp Hastalığı: LDL yüksekliği, HDL düşüklüğü ve iltihap, plak oluşumunu hızlandırır.
  4. NAFLD (Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması): Visseral yağ karaciğerde yağ depolar, iltihap ve fibrozis riski artar.
  5. Felç ve Kalp Krizi: Hipertansiyon, dislipidemi ve kan pıhtılaşma artışı neden olur.
  6. Uyku Apnesi: Boyun ve karın yağları hava yolunu daraltır, uyku bölünür, oksijen azalır.
  7. Polikistik Over Sendromu (PKOS) ve Kısırlık: İnsülin direnci androjen üretimini artırır, yumurtlama bozulur.
  8. Gut ve Osteoartrit: Yüksek ürik asit ve eklem yükü, metabolik sendromla birleşerek eklem sorunlarına yol açar.

 

Visseral Obezite Belirtileri

  • Normal kiloda bile bel çevresinde genişleme
  • Öne eğilmede zorluk, karında baskı hissi
  • Yüksek tansiyon
  • Sürekli yorgunluk, halsizlik
  • Tatlıya karşı aşırı istek
  • Yağlı cilt, sivilce (hormon bozukluğu)
  • Kadınlarda düzensiz adet
  • Horlama ve kesik kesik uyku

 

Visseral Yağla Mücadele

Geleneksel yöntemler:

  • Kalori azaltımı, işlenmiş gıdalardan uzak durmak
  • Günde 30–60 dakika aerobik egzersiz
  • Kaliteli uyku, stres kontrolü

İlaç tedavisi:

  • Metformin
  • GLP-1 agonistleri (semaglutid, dulaglutid)

Alternatif destekler:

  • Yoga, nefes egzersizleri, mindfulness
  • Probiyotikler, bitkisel destekler

 

Akdeniz Diyeti ve Visseral Yağlanma

Akdeniz diyeti, bilimsel olarak visseral yağlanmayı azaltan en etkili beslenme modelidir. Enflamasyonu azaltır, insülin duyarlılığını artırır ve lipid profilini iyileştirir (HDL’yi artırır, LDL ve trigliseridleri düşürür). Özellikle Türkiye’nin Ege ve Akdeniz bölgelerinde geleneksel mutfakla büyük oranda örtüşür.

Temel ilkeler:

  • Sebzeler (tabağın %50’si): taze fasulye, kabak, semizotu, ıspanak, roka, domates, patlıcan. Lif, potasyum ve antioksidan bakımından zengindir.
  • Meyveler: elma, nar, üzüm, incir, portakal, mandalina. C vitamini ve polifenoller damar sağlığını destekler.
  • Tam tahıllar: bulgur, esmer pirinç, yulaf, tam buğday ekmeği. Yavaş sindirilir, tokluk sağlar, insülin yanıtını dengeler.
  • Baklagiller: mercimek, nohut, kuru fasulye. Bitkisel protein ve lif kaynağıdır, kırmızı etin yerini alabilir.
  • Balık ve deniz ürünleri: sardalya, levrek, hamsi, alabalık. Omega-3 açısından zengindir, trigliseridleri azaltır.
  • Kuruyemiş ve tohumlar: ceviz, badem, fındık, keten tohumu. Sağlıklı yağlar, magnezyum ve E vitamini sağlar.
  • Zeytinyağı (soğuk sıkım): temel yağ kaynağı. Oleik asit ve oleokantal içerir, iltihap giderici etki gösterir.
  • Süt ürünleri: yoğurt, beyaz peynir, lor. Probiyotik, kalsiyum ve protein kaynağıdır.

Kırmızı Et Neden Sınırlanmalı ve Yerine Ne Konmalı?

Kırmızı et (özellikle işlenmiş olanlar) yüksek miktarda doymuş yağ ve demir içerdiği için:

  • LDL kolesterolü artırabilir, damar sertliğini tetikleyebilir.
  • İnsülin direncini artırabilir ve bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyebilir.
  • İşlenmiş kırmızı etler (sucuk, salam, sosis) kolon kanseri ile ilişkilidir (IARC, WHO).

Alternatifleri:

  • Yağlı balıklar (haftada en az 2 defa)
  • Mercimek çorbası, zeytinyağlı enginar, etsiz taze fasulye gibi geleneksel zeytinyağlılar
  • Yumurta ve mantar (özellikle etli dokulu mantarlar)
  • Tofu, nohut köftesi (falafel), kinoa tabanlı salatalar

Türk Mutfağından Uyumlu Örnek Öğünler:

  • Kahvaltı: domates, salatalık, zeytin, lor, haşlanmış yumurta, tam buğday ekmeği
  • Ara öğün: taze meyve + ceviz veya badem
  • Öğle: zeytinyağlı kabak yemeği, cacık, bulgur pilavı
  • Akşam: mercimek çorbası, sebzeli kısır, roka ve semizotu salatası

Bu örnekler Akdeniz tarzını Türk damak zevkine uygun şekilde yansıtır.

Ek Bilgiler:

  • Kırmızı şarabın makul miktarda tüketimi bazı çalışmalarda kardiyovasküler koruma ile ilişkilendirilmiştir. Ancak yalnızca doktor önerisiyle ve kontrendikasyon yoksa tercih edilmelidir.
  • Aileyle birlikte sofrada, yavaş ve farkındalıkla yemek yemek; sindirimi kolaylaştırır, doyma hissini artırır ve yemek kültürünü zenginleştirir. Bu da aşırı yemenin önüne geçebilir.

 

Visseral obezite sessiz ama etkili bir metabolik tehdittir. Sadece kilo değil, yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Akdeniz diyeti; hareket, uyku ve stres yönetimiyle birlikte uygulandığında uzun vadeli sağlık koruması sağlar.

 

Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi
Tedo Tedo

Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi

Erkeklerde Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi

Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), dünya genelinde ve Türkiye’de önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Özellikle erkeklerde daha yüksek oranlarda görülmektedir. 2017 yılı itibarıyla dünya genelinde 126,5 milyon kişinin kalp hastalığı ile yaşadığı tahmin edilmekte olup, bu sayının 68,5 milyonu erkeklerden oluşmaktadır.

Türkiye’de Durum

Türkiye’de, 15 yaş ve üzeri erkeklerde koroner kalp hastalığı sıklığı %3,8 olarak bulunmuştur. Ayrıca, ülkemizde ölümlerin yaklaşık %40’ı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır.

Risk Faktörleri ve Mekanizmaları

  1. Yaş ve Cinsiyet: Erkeklerde 45 yaşın üstünde olmak, KVH riskini artırmaktadır.

Yaşlandıkça damar sertliği ve ateroskleroz gelişme olasılığı artar.

  1. Aile Öyküsü: Ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü bulunması, genetik yatkınlık nedeniyle riski yükseltir.
  2. Sigara Kullanımı: Sigara içmek, damarların iç yüzeyine zarar vererek ateroskleroz gelişimini hızlandırır.
  3. Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon): Yüksek kan basıncı, damar duvarlarında hasara yol açarak kalp krizi ve inme riskini artırır.
  4. Yüksek Kolesterol: Kandaki yüksek LDL kolesterol seviyeleri, damar içinde plak oluşumuna neden olarak damar tıkanıklığına yol açar.
  5. Diyabet: Kan şekeri yüksekliği, damarların yapısını bozarak ateroskleroz riskini artırır.
  6. Obezite ve Fiziksel Aktivite Eksikliği: Aşırı kilo ve hareketsizlik, kalp hastalıkları için önemli risk faktörlerindendir.
  7. Stres: Kronik stres, hormonal dengesizliklere ve kan basıncında artışa neden olarak kalp sağlığını olumsuz etkiler.

Önleme Stratejileri

  • Sağlıklı Beslenme: Meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet uygulamak.
  • Düzenli Egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik aktivite yapmak.
  • Sigara ve Alkolü Bırakmak: Tütün ürünlerinden ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak.
  • Düzenli Sağlık Kontrolleri: Kan basıncı, kolesterol ve kan şekeri seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmek.
  • Stres Yönetimi: Meditasyon, yoga veya hobilerle stres seviyelerini azaltmak.

Sonuç

Erkeklerde kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi için risk faktörlerinin bilinmesi ve yaşam tarzı değişikliklerinin uygulanması hayati öneme sahiptir. Daha fazla bilgi almak veya bir kardiyolog ya da terapist ile görüşmek için sitemizin ilgili arama bölümlerine göz atabilirsiniz.

Kaynaklar:

World Health Organization

American Heart Association

PubMed

Dünyada ve Türkiye’de kardiyovasküler hastalıkların sıklığı ve riskin değerlendirilmesi

Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler en çok düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor

Kalp Sağlığını Korumanın Püf Noktaları

Cemariturk

Düzce Üniversitesi

 

 

Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım
Tedo Tedo

Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım

Pankreatit: Belirtileri, Nedenleri ve İlk Yardım

Pankreatit, pankreasın iltihaplanmasıyla karakterize edilen ve akut veya kronik formda görülebilen ciddi bir sağlık sorunudur. Erken belirtilerin tanınması ve zamanında tıbbi yardım alınması, tedavinin başarısı açısından kritiktir.

Pankreatit Belirtileri

  • Üst karın bölgesinde şiddetli ağrı: Genellikle aniden başlayan ve sırta doğru yayılan ağrı.
  • Bulantı ve kusma: Sıkça görülen ve rahatlama sağlamayan mide bulantısı ve kusma.
  • Ateş: Enfeksiyon belirtisi olarak vücut ısısında artış.
  • Hızlı kalp atışı ve düşük tansiyon: Hastalığın şiddetli seyrinde ortaya çıkabilir.

Nedenleri ve Patogenezi

Pankreatitin başlıca nedenleri şunlardır:

  • Safra taşları: Safra kesesinde oluşan taşlar, pankreas kanalını tıkayarak iltihaba yol açabilir.
  • Aşırı alkol tüketimi: Uzun süreli ve yoğun alkol kullanımı pankreas hasarına neden olabilir.
  • Yüksek trigliserid seviyeleri: Kandaki yüksek yağ seviyeleri pankreatit riskini artırabilir.
  • Bazı ilaçlar ve enfeksiyonlar: Belirli ilaçlar ve viral enfeksiyonlar pankreas iltihabına yol açabilir.

Pankreatit, pankreas enzimlerinin pankreas dokusu içinde erken aktivasyonu sonucu kendi kendini sindirmesiyle gelişir.

Pankreatit Nasıl Anlaşılır?

Eğer yukarıda belirtilen semptomları yaşıyorsanız, özellikle yemek veya alkol alımından sonra üst karın bölgesinde şiddetli ağrı hissediyorsanız, pankreatitten şüphelenebilirsiniz. Bu durumda vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

Komplikasyonlar

Akut pankreatit, zamanında ve uygun tedavi edilmediğinde çeşitli ciddi komplikasyonlara yol açabilir:

  • Pankreatik nekroz: Pankreas dokusunun ölümü, enfeksiyon riski taşır ve cerrahi müdahale gerektirebilir.
  • Pankreatik psödokist: Pankreas çevresinde sıvı dolu kistlerin oluşumu, bu kistler enfekte olabilir veya patlayabilir.
  • Solunum komplikasyonları: Akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) gibi ciddi solunum problemleri gelişebilir.
  • Böbrek yetmezliği: Şiddetli pankreatit böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilir.
  • Enfeksiyonlar: Pankreas dokusunda veya çevresinde ciddi enfeksiyonlar oluşabilir.
  • Şok: Dolaşım sisteminin çökmesi sonucu organ yetmezlikleri gelişebilir.

Akut pankreatit, aşağıdaki hastalıklarla ayırıcı tanı gerektirir:

  • Peptik ülser perforasyonu: Mide veya on iki parmak bağırsağındaki ülserlerin delinmesi sonucu ani ve şiddetli karın ağrısı oluşur. Bu durumda, karın kaslarında sertleşme ve peritonit belirtileri görülebilir. Akut pankreatitte ise bu belirtiler genellikle mevcut değildir.
  • Akut kolesistit: Safra kesesi iltihabı olup, genellikle sağ üst kadranda ağrı, ateş ve lökositoz ile seyreder. Akut pankreatitte ağrı daha çok üst karın bölgesinde ve sırtına yayılabilir.
  • İnce bağırsak tıkanıklığı: Karın ağrısı, şişkinlik ve kusma ile karakterizedir. Akut pankreatitte de benzer belirtiler görülebilir, bu nedenle dikkatli değerlendirme gereklidir.
  • Akut apandisit: Başlangıçta göbek çevresinde başlayan ağrı, zamanla sağ alt karına yerleşir. Akut pankreatitte ağrı genellikle üst karın bölgesindedir.
  • Mezenter iskemi: Bağırsaklara giden kan akışının azalması sonucu şiddetli karın ağrısı oluşur. Her iki durumda da ağrı mevcuttur, ancak mezenter iskemide genellikle daha ani ve şiddetlidir.

Doğru tanı koyabilmek için hastanın öyküsü, fizik muayene bulguları ve laboratuvar testleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Gerekli durumlarda görüntüleme yöntemleri de kullanılarak ayırıcı tanı yapılmalıdır.

 

Evde İlk Yardım

  1. Dinlenme: Hastayı rahat bir pozisyonda dinlendirin.
  2. Yiyecek ve içecekten kaçınma: Pankreası dinlendirmek için ağızdan besin ve sıvı alımını durdurun.
  3. Ağrı yönetimi: Doktor önerisi olmadan ağrı kesici kullanmayın.
  4. Tıbbi yardım çağırma: En kısa sürede acil tıbbi yardım alın.

Hangi Doktora Başvurulmalı?

Pankreatit şüphesi durumunda öncelikle bir dahiliye uzmanına başvurabilirsiniz. Gerekli görüldüğünde sizi bir gastroenterolog veya genel cerrahi uzmanına yönlendirecektir.

Sonuç

Pankreatit, erken teşhis ve tedavi gerektiren ciddi bir hastalıktır. Belirtileri fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmanız önemlidir. Erken müdahale, komplikasyonların önlenmesinde ve iyileşme sürecinin hızlanmasında kritik rol oynar.

Sorularınız veya deneyimlerinizi paylaşmak için aşağıya yorum bırakabilirsiniz. Ayrıca, bölgenizdeki gastroenterolog, dahiliye uzmanı veya cerrahları bulmak için sitemizin uzman arama bölümünü kullanabilirsiniz.

Kaynaklar:

  • acute pancreatitis
  • The epidemiology of pancreatitis and pancreatic cancer
  • management of acute pancreatitis.
  • Clinical practice. Acute pancreatitis
  •  Acute pancreatitis.

 

Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri
Tedo Tedo

Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri

Türkiye’de Kene Kaynaklı Hastalıklar: Patogenez, Belirtiler, İlk Yardım, Yardım Arama Zamanları ve Devlet Tedbirleri

Giriş

Kene ısırıkları; viral (Kırım-Kongo Kanamalı Ateş), bakteriyel (Lyme borreliosis, anaplazmoz, ehrlichiosis) ve protozoal (babesiosis, theileriosis) hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar Türkiye’de özellikle kırsal alanlarda önemli halk sağlığı sorunları yaratmaktadır  Tick-Borne Diseases in Turkey

 

  1. Temel Kene Kaynaklı Hastalıklar ve Patogenez

 

Crimean-Congo hemorrhagic fever virus

Hastalık Etken Bulaş Yolu Patogenez
Kırım-Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) CCHFV (Nairovirus) Hyalomma, Rhipicephalus bursa ısırığı Viremik dönemde sistemik inflamasyon, damar geçirgenliği artışı, hemoraji, organ yetmezliği Crimean-Congo hemorrhagic fever virus
Lyme Borrelioz Borrelia burgdorferi Ixodes ricinus ısırığı Deri girişinden sonra vasküler yayılım, sinir sistemi ve eklem etkilenmesi
Anaplazmoz Anaplasma phagocytophilum Ixodes spp. Nötrofil enfeksiyonu, ateş ve miyaljiyle seyreder
Ehrlichiosis Ehrlichia spp. Ixodidae Hematolojik ve nörolojik belirtilerle seyredebilir
Babesiosis/Theileriosis Babesia spp./Theileria annulata Ixodes/Hyalomma spp. Hemoliz, ateş, anemi; Türkiye’de istatistik %90 seroprevalans
  1. Klinik Belirtiler ve Ne Zaman Yardım Alınmalı
  • KKKA: aniden başlayan yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, iç/dış kanama – herhangi bir kanama veya şok belirtilerinde derhal hastaneye başvurulmalı КККА.
  • Lyme: ısırıyı takip eden 1–2 haftada eritem migrans (hedef benzeri döküntü), nörolojik veya eklem belirtileri – enfeksiyon belirtileri başladıysa enfeksiyon uzmanına başvurulmalı.
  • Anaplazmoz/Ehrlichiosis/Babesiosis: gribe benzeyen semptomlarla birlikte ateş > 38 °C, halsizlik, kas-eklem ağrısı – ateş, kene öyküsü var ise genel cerrahi değil infeksiyon uzmanı veya dahiliye doktora başvurulmalı.

 

  1. Kene Isırığında İlk Yardım
  1. Kenenin doğru çıkarılması: Doğrudan, bastırmadan pensle çekilmelidir hsgm.saglik.gov.tr.
  2. Yara bakımı: Bölge dezenfekte edilmeli, 14 gün takip edilmeli. Ateş, roj proteinleri, sistemik belirtiler görülürse tıbbi yardım alınmalı.
  3. Profilaktik antibiyotik: Yüksek riskli Lyme durumlarında (endemi, uzun süreli kene bağlılığı) doktor kontrolünde bir doz doksisiklin verilebilir .

 

  1. En Tehlikeli Semptomlar
  • KKKA: iç kanama, ciddi trombositopeni, şok ve organ yetmezliği. Hastaneye yatış için acil işaretlerdir.
  • Lyme: yüz felci, meningo-ensefalit veya kronik artrit gelişirse erken müdahale gereklidir.
  • Babesiosis: ağır hemoliz, sarılık, karaciğer/kidney fonksiyon bozukluğu tehlikeli olabilir.

 

  1. Türkiye’de Endemik Bölgeler
  • KKKA: özellikle Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeyi, Kelkit Vadisi (Tokat, Sivas, Yozgat, Çorum, Amasya, Erzurum, Gümüşhane, Giresun, Samsun)… 2002–2023 arasında ~9 700 vakada yaklaşık %5 mortalite oranı vardır en.wikipedia.orgtektiklabilgielinde.saglik.gov.tr+1pmc.ncbi.nlm.nih.gov+1.
  • Lyme: Marmara ve Karadeniz kıyı şeridi (Rize, Trabzon) özellikle insan vakalarıyla tanımlanmıştır .
  • Anaplazmoz, ehrlichiosis, babesiosis: yaygın, ancak vaka sayıları daha düşüktür; kırsal alanlarda zaman zaman rastlanır .

 

Tick-Pathogen Interactions and Vector Competence

  1. Devletin Kene Mücadelesi ve Kontrol Önlemleri
  • Monitör sistemleri: 2002’den beri “KKKA Bilgi Sistemi” ile ülke çapında gerçek zamanlı izleme, referans ve bölge laboratuvarları faaldir (19 merkez) .
  • Vektör kontrolü: Akdeniz iklim bölgesinde hayvan ve çevre akarisit uygulamaları, keneli bölgelerde bitki temizliği yapılmaktadır .
  • Eğitim & iletişim: Bakanlık tarafından el broşürleri, afişler, saha eğitimleri, halk sağlığı toplantıları ile kene riski ve korunma yöntemleri halka duyurulmaktadır hsgm.saglik.gov.tr.
  • One Health yaklaşımı: Sağlık, tarım, çevre ve hayvan sağlığı birimleri birlikte çalışarak entegre mücadele yürütmektedir .

 

Sonuç

Türkiye’de kene kaynaklı hastalıklar (özellikle KKKA) ciddi halk sağlığı sorunu olmasına rağmen, 2002’den bu yana bilimsel kanıtlarla desteklenen izleme, müdahale ve halkı bilinçlendirme çalışmalarıyla kontrol altındadır. Kırsal alanlarda yaşayan kişiler hem önleyici tedbirlerle, hem de semptom geliştiğinde en kısa sürede sağlık hizmetlerine başvurmalı; başta ateş, kanama ve nörolojik belirtiler durumlarında zaman kaybetmeden profesyonel yardım aranmalıdır.

Siz de bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kene kaynaklı hastalıklarla ilgili yaşadığınız deneyimler, sorularınız ya da eklemek istedikleriniz var mı?
Aşağıya yorum bırakın, birlikte tartışalım.

 

Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar
Tedo Tedo

Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar

Uzayda ve Dünyada Robotik Cerrahinin Geleceği: Yapay Zeka, 5G ve Uzaktan Operasyonlar

Son yıllarda robotik cerrahi teknolojileri tıpta devrim yaratmaya başladı. Uzayda gerçekleştirilen ilk deneylerden Çin’deki 5G destekli operasyonlara kadar birçok örnek, bu teknolojilerin potansiyelini gözler önüne seriyor. İşte bugüne kadar yapılan önemli deneyler:

 spaceMIRA: Yerçekimsiz Ortamda Cerrahi

2024 yılının Şubat ayında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS), Nebraska Üniversitesi ve Virtual Incision tarafından geliştirilen mini robot spaceMIRA, simüle edilmiş cerrahi işlemleri başarıyla gerçekleştirdi. Yaklaşık 900 gram ağırlığındaki robot, Dünya’dan kontrol edilerek doku kesme ve taşıma gibi görevleri mikro yerçekimi ortamında yerine getirdi (asme.org).

 Çin’de 5G ile Uzaktan Cerrahi

Ekim 2023’te Çinli cerrahlar, Toumai® robotik cerrahi sistemi ile 5G bağlantısı üzerinden 2000 km mesafedeki bir çocuk hastaya laparoskopik ameliyat uyguladı (microport.com).

Benzer şekilde, Şanghay’dan kontrol edilen bir robotla uzak şehirdeki hastaya tiroid ameliyatı yapıldı. Bu başarı, uzak bölgelerde cerrah eksikliğini telafi etme açısından umut verici (bmcsurg.biomedcentral.com).

 STAR: Otonom Cerrahi Robot

Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen STAR (Smart Tissue Autonomous Robot), deney hayvanlarında bağımsız bağırsak ameliyatları gerçekleştirdi. 3D endoskop ve makine öğrenmesi sayesinde, insan cerrahlarıyla kıyaslandığında daha hassas ve başarılı operasyonlar sundu (as.com).

 Yapay Zeka Destekli Otonomi

2025 yılında geliştirilen SRT-H adlı sistem, dil kontrollü ve taklit öğrenme tabanlı bir yapay zeka altyapısı ile otonom kolesistektomi (safra kesesi çıkarımı) işlemini başarıyla gerçekleştirdi (arxiv.org).

Johns Hopkins araştırmacıları ayrıca çok modelli yapay zeka kullanarak robotların, cerrahi prosedürleri gerçek zamanlı analiz edip uygulamalarını sağlayacak yeni algoritmalar üzerine çalışıyor (engineering.jhu.edu).

 

Ancak, bu teknolojinin getirdiği avantajların yanı sıra bazı komplikasyonlar ve riskler de bulunmaktadır. Bu yazıda, robotik cerrahinin potansiyel komplikasyonları ve Türkiye’deki uygulamaları ele alınacaktır. (Robotik Cerrahi) (da Vinci Surgical System)

 Robotik Cerrahinin Potansiyel Komplikasyonları

Robotik cerrahi, genel olarak güvenli bir yöntem olarak kabul edilse de, bazı komplikasyonlar rapor edilmiştir. 2015 yılında yapılan bir retrospektif çalışmada, 2000-2013 yılları arasında ABD’de gerçekleştirilen robotik cerrahi işlemlerinde 144 ölüm, 1.391 hasta yaralanması ve 8.061 cihaz arızası rapor edilmiştir. Bu komplikasyonlar arasında en yaygın olanları şunlardır:BBC+1arXiv+1

  • Alet parçalarının hastanın vücuduna düşmesi (%14,7)
  • Aletlerin elektriksel ark oluşturması (%10,5)
  • Aletlerin istenmeyen hareketleri (%8,6)
  • Sistem hataları (%5)
  • Görüntüleme sorunları (%2,6)

Bu tür arızalar, operasyonların kesintiye uğramasına veya hasta yaralanmalarına yol açabilir. Özellikle karmaşık cerrahi alanlarda, bu risklerin daha yüksek olduğu belirtilmektedir.

 Türkiye’de Robotik Cerrahi Uygulamaları

Türkiye, robotik cerrahi alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Medipol Üniversitesi Hastanesi, Türkiye’de en gelişmiş cerrahi robotu kullanarak önemli operasyonlar gerçekleştirmektedir. Ayrıca, Acıbadem Sağlık Grubu, da Vinci Xi sistemi ile robotik cerrahi uygulamalarını başarıyla sürdürmektedir. Acıbadem Healthcare Services

Türkiye’de robotik cerrahi, üroloji, jinekoloji, genel cerrahi ve kardiyovasküler cerrahi gibi birçok alanda uygulanmaktadır. Özellikle prostat kanseri, böbrek kanseri ve kalp kapakçığı ameliyatlarında robotik cerrahi tercih edilmektedir. Bu teknolojinin kullanımı, hastaların daha hızlı iyileşmesini ve hastanede kalış süresinin azalmasını sağlamaktadır. Robotic Surgery

 Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Robotik cerrahinin avantajlarına rağmen, bazı riskler ve sınırlamalar bulunmaktadır:

  • Ekipman Arızaları: Robotik sistemlerde meydana gelebilecek arızalar, operasyonun kesintiye uğramasına veya komplikasyonlara yol açabilir.
  • Yüksek Maliyet: Robotik cerrahi sistemleri ve ilgili ekipmanlar yüksek maliyetlidir, bu da sağlık hizmeti sunucuları için ekonomik bir yük oluşturabilir. Robotic Surgery
  • Eğitim ve Deneyim: Cerrahların robotik sistemleri etkin bir şekilde kullanabilmesi için özel eğitim alması gerekmektedir. Yetersiz eğitim, komplikasyon riskini artırabilir.
  • Veri Güvenliği: Uzaktan cerrahi uygulamalarında veri güvenliği ve bağlantı kalitesi önemli bir faktördür. Bağlantı sorunları, operasyonun başarısını etkileyebilir.

🔍 Sonuç

spaceMIRA, STAR ve 5G destekli Toumai gibi sistemlerle yapılan deneyler, robotik cerrahinin sadece geleceğin değil, bugünün de teknolojisi olduğunu gösteriyor. Uzak bölgeler, savaş alanları ve uzay görevleri gibi ekstrem koşullarda hayat kurtarabilecek bu teknoloji, sağlık hizmetlerine erişimde devrim yaratabilir.

Robotik cerrahi, modern tıbbın sunduğu en ileri teknolojilerden biridir ve Türkiye’de de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ancak, bu teknolojinin getirdiği riskler ve sınırlamalar göz önünde bulundurulmalı, cerrahların yeterli eğitim alması ve ekipmanların düzenli bakımı sağlanmalıdır. Hastalar, robotik cerrahiye uygunlukları konusunda doktorlarıyla detaylı bir şekilde görüşmeli ve bilinçli kararlar almalıdır.

 

Kadın Sağlığında Giyilebilir Cihazlar: Ne Ölçüyorlar ve Ne Kadar Güvenilirler?
Tedo Tedo

Kadın Sağlığında Giyilebilir Cihazlar: Ne Ölçüyorlar ve Ne Kadar Güvenilirler?

Giyilebilir cihazlar hangi parametreleri ölçüyor ve neden?

Son yıllarda kadın sağlığında giyilebilir tıbbi cihazların (wearables) kullanımı artış göstermektedir. Bu cihazlar, sağlık durumunun izlenmesi ve kişiselleştirilmiş takip açısından yeni fırsatlar sunsa da, pratikteki yararları ve sınırları üzerine tıbbi çevrelerde halen tartışmalar sürmektedir.

 

  1. Cilt ve vücut sıcaklığı
  • Neden önemli: Ovülasyon ve adet döngüsü takibi, iltihap belirtileri ya da stres izlenimi.
  • Örnek cihazlar: Oura Ring, Ava Fertility Tracker
  • Fayda: Oura’nın ovülasyon tahmininde doğruluk oranı %96,4 iken Apple Watch %73,8 olarak saptanmıştır (tomsguide.com).
  1. Kalp ritmi değişkenliği (HRV)
  • Neden önemli: Stres düzeyi, sinir sistemi dengesi ve toparlanma süreçlerinin izlenmesi.
  • Örnek cihazlar: Whoop Band 4.0, Garmin Venu 2 Plus, Polar Ignite 3
  • Fayda: HRV, genel sağlık durumu hakkında bilgi veren önemli bir biyobelirteçtir.
  1. Uyku kalitesi
  • Neden önemli: Uyku evreleri, uykusuzluk ve uyku apnesi gibi sorunların takibi.
  • Örnek cihazlar: Fitbit Sense 2, Oura Ring, Withings Sleep Analyzer
  • Fayda: Uyku bozukluklarının depresyon ve anksiyete bozukluklarının tanısında önemli rolü olabilir.
  • Kısıt: Bazı cihazların ölçüm doğruluğu klinik göstergelerle her zaman örtüşmeyebilir.
  1. Fiziksel aktivite ve adım sayısı
  • Neden önemli: Günlük hareket seviyesinin değerlendirilmesi, motivasyon.
  • Örnek cihazlar: Apple Watch Series 9, Xiaomi Mi Band 8, Garmin Lily (kadınlara özel)
  • Fayda: Araştırmalar, fitness takip cihazlarının kadınlarda fiziksel aktiviteyi artırabileceğini göstermiştir (verywellhealth.com).

 

 Giyilebilir cihazlar gerçekten ne zaman fayda sağlar?

  • Gebelikte: Oura Ring ve Fitbit gibi cihazlar gebelik sürecinde fizyolojik değişimlerin izlenmesinde kullanılabilir. Bu sayede komplikasyonların erken fark edilmesi sağlanabilir (pmc.ncbi.nlm.nih.gov).
  • Menopozda: identifyHer tarafından geliştirilen Peri cihazı, perimenopoz semptomlarını takip ederek kullanıcıya bilgi sağlar (theverge.com).
  • Ruh sağlığı: Apple Watch ve Fitbit Sense gibi cihazlar, stres ve uyku düzeni takibi ile doğum sonrası depresyon gibi durumların erken fark edilmesinde yardımcı olabilir (news-medical.net).

 Olası riskler ve sınırlamalar

  • Veri doğruluğu: Bazı cihazlar yanlış ölçüm yapabilir, bu da hatalı çıkarımlara yol açabilir.
  • Psikolojik etkiler: Sürekli izleme bazı bireylerde kaygı veya obsesif davranışa neden olabilir.
  • Veri gizliliği: Kullanıcı verilerinin üçüncü taraflarla paylaşılması olasılığı ciddi bir endişe kaynağıdır (arxiv.org).
  • Erişilebilirlik: Yüksek fiyatlar, bu cihazları birçok kadın için ulaşılmaz kılmaktadır.

 Sonuç

Giyilebilir sağlık teknolojileri, kadın sağlığının izlenmesinde önemli fırsatlar sunar. Ancak, bu cihazların kullanımında bireyin bilinçli olması, avantaj ve sınırlamaları anlaması önemlidir. Kullanım öncesinde sağlık uzmanına danışılması ve cihazın veri gizliliği politikalarının dikkatle incelenmesi önerilir.

 

Not: Bu yazı bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir medikal cihazın kullanımı öncesi hekiminize danışınız.

 

 

 

Kaynaklar:

tomsguide.com

verywellhealth.com

pmc.ncbi.nlm.nih.gov

theverge.com

news-medical.net

arxiv.org

Ketojenik Diyet: Mucize mi, Tehlike mi? Bilim Ne Diyor?
Tedo Tedo

Ketojenik Diyet: Mucize mi, Tehlike mi? Bilim Ne Diyor?

  1. GIRIŞ: KARBONHiDRATLARA KARŞI AÇILMIŞ BİR SAVAŞ MI?

“2020’lerde hepimiz bir nebze kîto idik. Kimimiz avokadoyla, kimimiz kaygıyla.”

Ketojenik diyet (kısaca keto), sadece bir beslenme modeli değil, yeni bir dönemin sembolü haline geldi: bilimsel görünümlü, karbonhidrat karşıtı, cesur. Temel fikir basit ama iddialı: Vücudu ketozise sokmak için karbonhidratları neredeyse tamamen kesmek ve enerji için yağ yakmak.

Kimileri bunu metabolik bir kurtuluş olarak görüyor, kimileri ise sindirim, hormon ve kalp sağlığı için bir tehdit. Ve her zamanki gibi, gerçekler metaanalizlerin ve milyoner fenomenlerin arasında kayboluyor.

Ketojenik diyet, ilk kez 1921 yılında ilaca dirençli çocukluk çağı epilepsisinde kullanıldı. (Wheless JW, Epilepsia, 2008). Bilim insanları ketozisin sinir sistemi üzerindeki etkilerini fark etti. Ancak keto, bugün sadece klinik bir yaklaşım değil, aynı zamanda küresel bir fenomen haline geldi.

Nutrition & Metabolism, Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism ve Frontiers in Nutrition gibi dergilerde yayınlanan çalışmalar; kilo kaybı, insülin hassasiyetinde artış ve trigliserid düşüşü gibi olumlu etkilerin yanı sıra uzun vadeli güvenlik konusunda şüphelerin altını çiziyor. (Paoli et al., Eur J Clin Nutr, 2013).

Bu yüzyılda ketojenik diyet bir “kült” halini aldı. Sosyal medyada karbonhidratlar tüm günahların kaynağı ilan edilirken, geleneksel beslenme uzmanları bu diyetin mikrobiyotaya, kalbe ve kadın hormon sistemine verdiği zararlara dikkat çekiyor. (Harvard T.H. Chan, 2020).

Bir sonraki bölümde, ketojenik diyetin bilimsel altyapısını, kısa ve uzun vadeli etkilerini detaylıca inceleyeceğiz.

2. BİLİM NE DİYOR? ENERJİ MÜCİZESİ Mİ, BAZI VÜCUTLAR İÇİN TEHLİKE Mİ?

“Karbonhidrat yok mu? O zaman keton bulurum… Ama bunu bana borçlusun.”

Ketoz Nedir?

Ketojenik diyette beslenme çok düşük karbonhidrat (%5-10), yüksek yağ (%60-75) ve orta düzey protein içerir. Vücut glikoz bulamayınca 2-7 gün içinde karaciğer keton cisimleri (β-hidroksibutirat, asetoasetat) üretmeye başlar.

Faydaları:

  • İnsülin ve glikoz seviyelerinde stabilizasyon
  • İştahın azalması
  • Yağ kaybı (karaciğer yağlanması dahil)

Gillinov et al., (JAMA Network Open, 2021): Düşük karbonhidratlı diyetlerin ilk 3-6 ayda daha fazla kilo kaybı sağladığını, ancak 12 ay sonunda farkın kaybolduğunu göstermiştir.

Klinik Etkiler:

Riskler:

 

3. KİMLER TARTIŞIYOR? KETO DESTEKÇİLERİ VE MUHALEFETİN ARGÜMANLARI

“Bir yanda avokadolu doktor, diğer yanda Harvard’la savunan diyetisyen.”

Ketojenik diyetin çevresinde adeta bir savaş cephesi oluştu. Destekleyenler ve eleştirenler, bilimsel makalelerle ve sosyal medya gücüyle karşı karşıya geldi.

Destekleyenler:

  • Fonksiyonel tıp doktorları, biyokimyacılar
  • Biohacker topluluğu
  • Keto ile kilo verip sağlığını düzelttiğini söyleyen hastalar

Argümanları:

  • Kilo kaybı hızlı ve kalıcı
  • Diyabet hastalarında insülin ihtiyacı azalıyor
  • Açlık hissi belirgin şekilde azalıyor
  • Nörolojik faydalar: Alzheimer ve PTSD ile ilgili erken bulgular (Krikorian et al., Alzheimer’s & Dementia, 2021)

Eleştirenler:

  • Kanıta dayalı tıp uzmanları
  • Klinik beslenme uzmanları
  • Kardiyologlar

Uyarıları:

  • LDL kolesterolde artış riski
  • Safra taşı riski
  • Sindirim sorunları ve lif eksikliği
  • Psikolojik ve sosyal baskılar

Harvard Health Publishing (2020):

“Ketojenik diyet kısa vadeli sonuçlar verebilir, ancak uzun vadeli güvenliği hâlâ bilinmiyor.”

Bu cepheleşme, konunun yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik boyutlara da sahip olduğunu gösteriyor. Bir sonraki bölümde bu ekonomik yönü detaylandıracağız.

 

4. KETO: SAĞLIK MI, SATIŞ STRATEJİSİ Mİ?

“Ketoz varsa, kapital de vardır. Ve her hindistan cevizi yağının ardında bir influencer indirimi…”

Eğer bilim neşterse, pazarlama kılıçtır. Keto örneğinde bu kılıç epey keskin. Ketomania çoktan laboratuvarların dışına çıktı ve milyar dolarlık bir pazara dönüştü.

Keto Endüstrisinin Rakamları

Market Research Future (2023) verilerine göre global keto ürün pazarı 15 milyar doları aştı, 2030’a kadar 25 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Raflarda ne mi var? Keto çikolatalar, keto barlar, keto ekmekler hatta “keto şaraplar”.

Bu sadece bir diyet değil, yeni bir tüketim kültürü. Ve bu kültür çok iyi paraya çevriliyor.

Gerçek Keto mu, Pazarlama Keto’su mu?

  • Keto etiketli ama katkı dolu ürünler
  • “Şekersiz” diye tanıtılan ama gizli doymuş yağlarla yüklü atıştırmalıklar
  • Bilimsel hiçbir temeli olmayan “ketoya hızla giriş” takviyeleri
    (Roehl & Sewak, Current Nutrition Reports, 2017)

Influencerlar ve Bilim-dışı Otoriteler

TikTok’ta #keto etiketi 10 milyarı aştı. Fenomenler ketoyu mucize gibi pazarlarken, takipçiler bu anlatımları sorgulamadan uygulamaya başlıyor.

Sorun şu: Bu kişiler doktor değil. Ve önerileri, çoğu zaman bilimsel değil, deneyim bazlı. Bu da kişinin hormonal dengesiyle, mikrobiyotasıyla, karaciğeriyle oynaması anlamına gelebilir.

Online Programlar ve Kitle Kursları

  • “7 günde keto detoksu” kursları binlerce satılıyor.
  • Genellikle fizyolojiyi “yağ ye, zayıfla” düzeyine indiriyorlar.
  • Keto destek ürünleriyle “ketoz garantisi” sunuluyor — ama araştırmalar bunların çoğunun etkisiz olduğunu gösteriyor.

Sonuç:
Keto, sadece bir metabolik strateji değil. Aynı zamanda bir marka. Ve markanın hedefi sağlık değil, erişim, sadakat ve satış.

 

5. KİME UYGUN, KİME KESİNLİKLE UYGUN DEĞİL?

“Elinde çekiç olan, her şeyi çivi sanır. Ama keto bir çekiç değil. Cerrahi bir araçtır. Körlemesine kullanılmamalıdır.”

Yüzlerce makale, binlerce vaka ve milyonlarca tartışmadan sonra basit bir sonuca ulaşıyoruz: Ketojenik diyet herkese uygun değil.

Bu güçlü bir metabolik araç olabilir, ancak kişiye özel değerlendirme, laboratuvar kontrolü ve tıbbi rehberlik gerektirir.

Hekim Kontrolünde Uygulanabileceği Gruplar:

  • İlaçlara dirençli epilepsi hastaları — tarihsel ve klinik olarak geçerli ilk gösterge.
  • Tip 2 diyabetli hastalar (insülin kullanmayan) — ilaç dozları düzenlenerek uygulanabilir.
  • Metabolik sendrom, obezite (özellikle abdominal tip) — kısa vadeli uygulama faydalı olabilir.
  • Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalıklarda — deneysel protokoller içinde.

Kaçınılması Gereken Kişiler:

  • Gebeler ve emzirenler
  • Karaciğer, böbrek, pankreas hastalığı olanlar
  • Yeme bozukluğu öyküsü olanlar
  • Tiroid hastaları, özellikle otoimmün tiroidit
  • Ergenler

Başlamadan Önce Mutlaka Bilinmesi Gerekenler:

  1. Bu geçici bir diyet değil — metabolizmayı ciddi şekilde değiştirir.
  2. Başlamadan önce: Kan testleri, lipid profili, karaciğer-renal fonksiyonlar, vitamin-mineral düzeyleri değerlendirilmelidir.
  3. Bir hekim eşliğinde başlanmalı, düzenli izlem yapılmalı.
  4. Ketodan çıkış süreci de planlanmalıdır.
  5. “Sadece birkaç kilo verip çıkacağım” düşüncesi ciddi hormonal sorunlara yol açabilir.

 

Son Söz

Ketojenik diyet bir araçtır. Ve her güçlü araç gibi, doğru kullanıldığında faydalı, yanlış kullanıldığında tehlikelidir.

Bu bir moda değil. Tıbbi bir stratejidir. Diyet kararları Google’a göre değil, tahlillere göre verilmelidir.

Kaynaklar:

 

Wheless JW, Epilepsia, 2008

 

Paoli et al., Eur J Clin Nutr, 2013

Harvard T.H. Chan, 2020

 

Saslow et al., Diabetes Therapy, 2017)

 

Bueno et al., Br J Nutr, 2013

 

Nagpal et al., Cell Reports, 2018

 

Cappelletti et al., Nutrients, 2021

 

Krikorian et al., Alzheimer’s & Dementia, 2021

 

  • Share Profile: