Türkiye ve Osmanlı’da Tıbbın Tarihi: Gurur Duyabileceğimiz Başarılar
Eğer Osmanlı tıbbını sadece “hastaya birkaç ot içirip dua etmek” sanıyorsanız, büyük bir yanılgı içindesiniz! Osmanlılar, sağlık alanında devrim niteliğinde adımlar attı. Dönemlerinin çok ötesinde bir tıp anlayışı geliştirdiler. Bugün modern tıbbın temel taşlarından bazıları, bu topraklarda atılmıştır.
Peki, Osmanlılar tıp dünyasına hangi yenilikleri kazandırdı? Türkiye bu alanda neden haklı bir gurur taşıyor?
Dünyanın İlk Çiçek Aşısı Osmanlı’da mı Uygulandı?
Evet, en büyük başarımızdan başlayalım! Osmanlı’da çiçek hastalığına karşı geliştirilen aşılama yöntemi, Batı dünyasına ilham kaynağı oldu.
Avrupa’da yaygın bir inanışa göre, çiçek hastalığına karşı ilk aşıyı İngilizler buldu. Oysa, 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı kadınları “variolasyon” adı verilen bir yöntemle bağışıklık kazandırıyordu.
Bu yöntemde, hafif hastalık geçiren bir kişiden alınan virüs, sağlıklı bireylere uygulanıyordu. Böylece hastalık kontrol altına alınabiliyordu.
1717 yılında İngiltere’nin Osmanlı büyükelçisinin eşi Lady Mary Wortley Montagu, İstanbul’daki bu uygulamayı gözlemledi. Londra’ya yazdığı mektuplarda variolasyonu detaylıca anlattı. Sonuç olarak, Osmanlı’da zaten yüzyıllardır var olan aşılama yöntemi, Avrupa’ya taşındı.
Dünyanın İlk Müzik Terapili Ruh Sağlığı Hastanesi
Orta Çağ Avrupa’sında ruh hastaları “şeytan girmiş” diye zincire vurulurken, Osmanlı çok daha insancıl bir yöntem geliştirdi.
1488 yılında açılan Edirne Darüşşifası, bu yaklaşımın en güzel örneklerinden biridir. Ney, rebab ve ud gibi enstrümanlarla hastalara müzik dinletildi. Ayrıca özel su düzenekleri kullanılarak hastaların rahatlaması sağlandı.
Bu yöntemler, modern psikoterapi yaklaşımlarına öncülük edecek kadar ileri görüşlüydü.
Hijyen ve Hastane Kültüründe Devrim
Sadece hastalıkları tedavi etmekle yetinmediler; hijyen konusunda da büyük bir devrim gerçekleştirdiler.
13. yüzyıldan itibaren Osmanlı şehirlerinde kurulan darüşşifalarda temizlik kurallarına büyük önem verildi. Hastalar, hijyenik koşullarda tedavi edildi.
Örneğin II. Bayezid Darüşşifası, bu anlayışın en çarpıcı örneklerinden biridir. Avrupa’da doktorlar ellerini bile yıkamadan ameliyat yaparken, Osmanlı tabipleri hijyen kurallarına titizlikle uyuyordu.
İlk Modern Cerrahi Kitap: Cerrâhiyyetü’l-Hâniyye
Osmanlı tıbbının öncülerinden Sabuncuoğlu Şerefeddin, 15. yüzyılda Cerrâhiyyetü’l-Hâniyye adlı önemli bir eser kaleme aldı.
Bu kitap, katarakt ameliyatlarından kırık çıkık tedavilerine kadar birçok operasyonu sistematik biçimde ele aldı.
Sabuncuoğlu’nun tarif ettiği bazı teknikler, modern tıbbın temellerini oluşturdu. Dahası, bu eser sadece Osmanlı’da değil, İslam dünyasında da ilk sistematik cerrahi kitabı oldu.
Osmanlı’da İlk Resmi Eczane Açıldı
1757 yılında İstanbul’da Osmanlı’nın ilk resmi eczanesi faaliyete geçti. Ancak unutmamak gerekir ki, şifahanelerde yüzyıllardır eczacılık uygulanıyordu.
Osmanlı eczacıları, bitkisel ilaçlar, tentürler, şuruplar ve merhemler üreterek hastalıklarla mücadelede önemli rol oynadı.
Ayrıca, zamanla kimyasal bileşenler içeren ilaçların üretiminde de önemli adımlar attılar.
Sonuç: Osmanlı Tıbbı Bir Devrimdi!
Özetle, Türkiye tıp tarihine birçok değerli katkı yaptı.
İlk aşılama yöntemleri, müzik terapili ruh hastaneleri, hijyenik hastaneler, gelişmiş cerrahi teknikler ve modern eczacılığın temelleri — hepsi Osmanlı’nın ileri görüşlülüğünü gözler önüne seriyor.
Bugün modern tıp, büyük ölçüde Osmanlı’da atılan bu temeller üzerine inşa edilmiştir.
Kaynakça:
- Meriç Şeyma Duman, “Ottoman Contribution to Medicine: The First Vaccine Applications”
- İlter Uzel, “Şerafeddin Sabuncuoğlu ve Cerrâhiyyetü’l-Hâniyye”
- Ekmeleddin İhsanoğlu, “Science, Technology and Learning in the Ottoman Empire”
- Fatih Artvinli, “The Birth of Modern Psychiatry in the Ottoman Empire”
- Nuran Yıldırım, “History of Ottoman Hospitals”
- Gülbün Bayraktar, “Ottoman Medicine and Medical Institutions”